ويكيبيديا

    "إليكَ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Seninle
        
    • size
        
    • İşte
        
    • şu
        
    • sizinle
        
    • Senin
        
    • Al
        
    • şöyle
        
    Bu berbat, bu yüzden gelip Seninle takılmamı istersin diye düşündüm. Open Subtitles ذلك مقرف, فلذا إعتقدتُ أنّكَ تحتاجني. أن آتي إليكَ, وأتسكعُ معكَ.
    Seninle oto yıkamadayken hiç konuşmamıştım. Open Subtitles لم أتحدث إليكَ من قبل و أنت في مغسلة سيارات
    Bilmeyen tek kişi vardı, o da şu an size bakıyor. Open Subtitles الشخص الوحيد الذي لم يعرف هو الذي يحدّق إليكَ بغضب الآن
    İşte, çikolatalı kızarmış keklerimden ye. Open Subtitles هنا ، إليكَ واحدة من فطائرة المحمّصة المشويّة
    sizinle tehditler hakkında konuşmak istiyoruz. Open Subtitles لقد أردنا التحدّث إليكَ قليلاً بشأن التهديدات
    Sırada beklediğine göre Senin için iyi bir yazar olmalı. Open Subtitles لابدّ أنّه كان كاتباً جيداً بالنسبة إليكَ لتقف في الصف
    Bir saniyeliğine durur musun, böylece Seninle konuşabilirim.. Open Subtitles أيمكنكَ من فضلك التوقف للحظة حتى أستطيع أن أتحدّث إليكَ
    seni özleyeceğim. - Seninle çalışmak gerçekten güzeldi. Open Subtitles سوف أشتاق إليكَ فقد كان ممتعاً العمل معكَ
    Peki ya ailen, bu gece seans esnasında Seninle konuşmaya çalışırlar da ama sırf inanmadığın için başaramazlarsa? Open Subtitles وماذا لو كانت عائلتك تنظر إليكَ الليلة من خلال جلسة الإستحضار، تحاول مخاطبتك لكن لا يمكنها ذلك لأنكَ ترفض التصديق؟
    Ayrıca, Seninle konuşmak, mecazi olarak kendime Senin gözlerinden bakmamı gerektirecek, yine geçici olarak. Open Subtitles كما أنّه بحديثي إليكَ سيجعلني أحكم على نفسي مجازياً من خلال وجهة نظركَ مُجدداً لبعض الوقت
    Bak, Seninle konuşmak istediğin her konuda konuşmaya hazırım, Open Subtitles اسمع , أنا على استعداد للتحدّث إليكَ بشأن أيّ موضوع تريده
    size vermem gerekirken sizden uzak tuttuğum kitaplar sizin olsun. Open Subtitles الكُـتب التى أقرضتها إليكَ وما منعتهُ عنكَ، سوف تحصل عليهم.
    Cesedi nakliye etmek için size bir saat içinde helikopter yollayacağız. Open Subtitles مروحية لإجلاء الجثمان ستصل إليكَ في خلال الساعة المقبلة.
    size ulaşabildiğime çok sevindim. Open Subtitles يا فتى ، أنا سعيدة لأنّي تمكّنتُ من الوصول إليكَ
    İşte sana dayayamayacağın bir heteroseksüel erkek. Open Subtitles إليكَ هذا الفتى المُستقيم الذي لَن يُمكنكَ إخضاعُه
    Tamam, işte Senin problemin, Şerif. Paylaşımcı değilsin. Open Subtitles حسناً، إليكَ مشكلتكَ أيّها الشريف فلستُ مشاركة
    Benim fikrim şu. Hep daha fazla yemekli ziyafet düzenlemek istediğini söyler-- Open Subtitles إليكَ ما أفكّر به، كانت تتحدّث عن رغبتها في حفلات غداء أكثر.
    Mesela şu olabilir, seni Em City'ye gönderirim sen de hiç kimseye bu görüşmeden bahsetmezsin. Open Subtitles إليكَ هذه الفِكرَة أُعيدكَ إلى مدينة الزمرد و لا تذكُر ولا كلمة من هذه المُحادثة لأحَد
    sizinle kutsal kitaba yazdıklarınız hakkında konuşmak istiyordum. Open Subtitles أردتُ فحسب التحدّث إليكَ عمّا كتبتَه في الإنجيل
    Aradaki 50 yılı çıkarırsak Senin için değişen bir şey yok. Open Subtitles فيما أنّكَ فوتَّ آخر 50 عاماً، لم يتغيّر شيئاً بالنسبة إليكَ.
    Al, sana yardımı dokunabilecek bazı kişiler. Open Subtitles خُذ، إليكَ بعض معارفي الذينَ يُمكن أن يُساعدوك
    Durum şöyle Richie. İnsanlar çaresiz kaldıklarında yanlış kararlar verirler. Open Subtitles إذاً, إليكَ الأمر, الناس يقومون بقرارات بائسة عندما يشعرون باليأس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد