Lucent'ta çalışan Joanna Aizenberg adında bir kadın, şimdi bu tür lenslerin düşük sıcaklıklı bir prosesle nasıl yapılacağını öğreniyor. Aynı zamanda fiber optiklerle de ilgileniyor. | TED | إمرأة تدعى جوانا آيزنبرغ، في شركة لوسنت، تتعلم الآن القيام بذلك بعملية ذات درجة حرارة منخفضة لصنع عدسات من هذا النوع. إنها تبحث أيضاً عن ألياف ضوئية. |
Merak ediyordum, Selena Callaway adında bir kadın tanıyor musun? | Open Subtitles | كنت أتسائل إذا ما كنتِ تعرفين إمرأة تدعى (سيلينا كالواي)؟ |
(Çok tuhaf, Elise.) Une femme dont le nom est Anne Giselle... (Anne Giselle adında bir kadın...) ...vient de refaire surface. | Open Subtitles | "فقد ظهرت إمرأة تدعى "آن جيزيل |
Bu gece Vadim, Suzette Pinault adında bir kadını ziyaret etti. | Open Subtitles | هذا المساء , (فاديم) قام بزيارة إمرأة تدعى (سوزيت بينو) |
Ev, Maggie Scott adında bir kadına ait. | Open Subtitles | المنزل يخص إمرأة تدعى (ماغي سكوت). |
Giderek büyüyen Ziyaretçiler karşıtı protesto hareketinin merkezinde Mary Falkner adındaki kadın bulunuyor. | Open Subtitles | فى قلب حركة إحتجاج متزايدة ضد الزوار توجد إمرأة تدعى (ماري فولكنر). |
Bu Anne Lively adlı bir kadının cinayeti. | Open Subtitles | هذا مقتل إمرأة تدعى آن لايفلي |
Delores Klobb isimli bir kadın Duke'ün havlaması yüzünden, hayvan kontrole 22 kere şikayette bulunmuş. | Open Subtitles | إمرأة تدعى (ديلورس كلوب) أبلغت عن 22 إزعاجاً لمركز مراقبة الحيوانات حول نباح (دوق) المفرط |
Penelope Widmore isminde bir kadın benim çalıştığım şirketi kiraladı. | Open Subtitles | ) أسندت لشركتي المهمة (من قبل إمرأة تدعى (بينيلوبي ويدمور |
Allison Chicago'dayken Charlotte Dent adında bir kadınla yemek yemiş. | Open Subtitles | عندما كانت (أليسون) في (شيكاغو) تناولت الغداء مع إمرأة تدعى (شارلوت دينت) |
Lisa Bayle adında bir kadın hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف إمرأة تدعى ليزا بايل؟ |
- Bunu. Melinda adında bir kadın bıraktı. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} إنّها من إمرأة تدعى (ميليندا)، كان عليها التأجيل. |
Orada Marjorie Buttersworth adında bir kadın var beni "karmaca"ya itiyor. | Open Subtitles | (هناك إمرأة تدعى (مارجري باترسوورث توّترني |
Doğru, peki, The Temperance Club adlı yer Ray tarafından kiralanmadı, ama Ruth Goodwell adında bir kadın tarafından kiralandı. | Open Subtitles | كان ملهى (تيمبرانس) مؤجراً, لكن ليس لـ(راي), بل إلى إمرأة تدعى بـ(روث غودويل) |
Cumartesi sabahı, Lily Hart adında bir kadın Adalet Bakanlığı merdivenleri önünde kendini kafasından vurarak intihar etti. | Open Subtitles | قبل الأمس، صباح السبت، إمرأة تدعى (ليلي هارت) انتحرت عبر إطلاق النار على رأسها فوق درج وزارة العدل. |
Bir dakika... 10 ay önce Ellen Connell adında bir kadın korkunç bir kaza geçirip 4 ay sigorta anlaşmalı bir merkezde kalmış. | Open Subtitles | إنتظر قبل عشر شهور إمرأة تدعى (إلين كونيل) تعرضت لحادث سيارة مريع |
Hayır, DeBrie adında bir kadını arıyorum. | Open Subtitles | (لا، أنا أبحث عن إمرأة تدعى (دي بري |
Kime? Evelyn Cheevers adında bir kadına. | Open Subtitles | إمرأة تدعى (إيفلين شيفرز)، حسناً؟ |
Jini adındaki kadın. | Open Subtitles | هناك إمرأة تدعى جينى |
Lucy Ramirez adlı bir kadının benimle görüşmek istediğini söyleyen bir adamdan Mart ayında telefon geldi. | Open Subtitles | وردت إلي مكالمة في شهر "مارس" من رجل ما والذي قال أن إمرأة تدعى (لوسي راميرز) أرادت التواصل معي |
- Sarah Keaton isimli bir kadın için buradayız. | Open Subtitles | "نحن هنا بخصوص إمرأة تدعى "ساره كيتون |
Theresa Suarez isminde bir kadın tanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف إمرأة تدعى تيريسا سواريز " ؟ " |
Aslına bakarsan onlar ayrıldılar. Şimdi Giselle adında bir kadınla birlikte. | Open Subtitles | في الواقع، لقد إنفصلا، وهي تواعد الآن إمرأة تدعى (جيزال). |