Aslında ikinci boşanmasını yaşayacak bir kadın olarak seni anlıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة كـ إمرأة في طريقها لطلاقها الثاني أتفهم ذلك |
Altıncı sınıfta olan bir kadın bulacağız sana. Küçük deneyimi olan birini. | Open Subtitles | نحن سنجد لك إمرأة في الدرجة السادسة شخص ما مع خبرة صغيرة |
Hurley'nin çadırında, dün paraşütle adaya atlayan bir kadın var. | Open Subtitles | هناك إمرأة في خيمة هيرلي نزلت بالمظليه على الجزيره بالأمس |
Bu rüya senin değil... Kara Mustafa. bir kadına ait... | Open Subtitles | كلا هذا ليس حلمك, إنه حلم إمرأة في الحريم عندك |
Başının arkasından darbe almış. Onun yaşındaki bir kadını öldürmeye yeter. | Open Subtitles | إصابة على مؤخرة الرأس كانت كافية لقتل إمرأة في مثل سنّها |
Seni epeydir bir kadınla birlikte görmedim. | Open Subtitles | ما رأيتك مع إمرأة في مدّة طويلة. في الحقيقة، أنا لا أعتقد أبدا رأيتك مع إمرأة. |
Neden 80 yaşındaki bir kadın evinin üst katından atlasın ki? | Open Subtitles | لمَ قد تريد إمرأة في الـ80 من العمر القفز من الشرفة؟ |
36 yaşında bir kadın cinayet amaçIı komplo kurma suçuyla yargıIanıyor. | Open Subtitles | لقد أتهمت إمرأة في ال36 من العمر لتآمرها في جريمة قتل. |
Ruhani rehberlerin bana hayatında sorunlar yaşadığın bir kadın olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | مُرشدي الروحاني يُخبرني بأن هناك إمرأة في حياتك لديك مشاكل معها |
Diğer bir deyişle, herhangi bir kadın Amerika'da her kürtaj olduğunda... | Open Subtitles | و بصياغة أخرى ؛ في نفس اللحظة؛ أي إمرأة في أمريكيا |
Kader senin karşına bir kadın çıkarır ve sen de onu alırsın. | Open Subtitles | إذا وضعت الصدفة إمرأة في طريقك, احظى بها. |
-Fazla zamanımız yok. -Arabada bir kadın vardı. | Open Subtitles | الآن ليس هناك وقت كبير لقد كان هناك إمرأة في السيارة |
Durun. Bir dakika. İçeride bir kadın var. | Open Subtitles | مهلاً لحضة ، هناك إمرأة في الداخل تمهلوا، هيّا |
Masanın önünde bir kadın vardı, değil mi? | Open Subtitles | كان هناك إمرأة في تلك المنضدةِ،ألَيسَ هناك؟ |
Koridorda bunu üst olarak giyen bir kadın gördüm. | Open Subtitles | رأيت إمرأة في رواقنا ترتدي واحدة كهذه كلباس علوي |
Yatakta bir kadın var, Aspirin alıyor. | Open Subtitles | هناك إمرأة في السريرِ , وهي تَأْخذُ عقر الادفيل |
Evde bir kadın varmış. | Open Subtitles | إذا أعتقد أن القاعدة الأولى تم أختراقها كانت هناك إمرأة في المنزل |
Asla bir kadına vurmam, ama nişanlımın canını sıkmaya başlarsan sana usturuplu bir şekilde gününü gösteririm. | Open Subtitles | لم أضرب إمرأة في حياتي لكن إن بدأتي بإزعاج خطيبتي سوف أضربكِ بقوة |
40 yaşındaki silahsız bir kadını öldürmeye neden iki katil gönderirsin ki? | Open Subtitles | لم تُرسل اثنين من الرماة لقتل إمرأة في الأربعين وغير مسلحة؟ |
Ve bir daha da beni böyle yaşlı bir kadınla konuşturma. | Open Subtitles | وإياك أن تجعليني أخاطب إمرأة في هذه السن ثانية |
Sinyora, sizin durumunuzdaki bir bayan ağır kaldırmamalı.. | Open Subtitles | سيدتي، إمرأة في مثل مكانتك لا يصح أن تفعل ذلك |
Otuz dokuz yaşında sağlıklı bir kadındı. | Open Subtitles | كانت إمرأة في الـ39 و في أفضل حالاتها الصحية. |
Bunu kaç kadından duyduğumu biliyor musun? | Open Subtitles | كم مرةً سمعت إمرأة في مجالي تقول هذا ؟ |