Dikkatlerini çekecek bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكن علي أن أجد حيلة أولاً أتعرف، شيئاً يسترعي إنتباههم |
100 bin watt, Dikkatlerini çeker herhalde. | Open Subtitles | مائات الألاف من الواطات يجب أن تسترعى إنتباههم. |
Doğru çıkması gerekmiyor. Sadece Dikkatlerini başka yöne çekmeliyiz. Sadece Dikkatlerini başka yöne çekmeliyiz. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن يصدقوا, نحن فقط يجب ان نصرف إنتباههم |
Ölümsüzlerden asla kaçmamalısın, yoksa onların dikkatini çekersin. | Open Subtitles | لا يَجِبُ أبَداً أنْ تَرْكضَ مِنْ أيّ شئِ خالدِ فهذا يَجْذبُ إنتباههم |
Ben onların dikkatini çekmişken sen gitsen iyi olacak. | Open Subtitles | لذا من الأفضل أن تبتعدي بينما إشغل إنتباههم. |
Bu bir hikaye olabilir, bir deneyim olabilir. Ama onların duygusal ilgilerini yakalamanız, kendinizde tutmanız lazım, | TED | لكن , عليك الأخذ بزمام إنتباههم العاطفي, و تركزه عليك, |
Kocalarının asla dikkat etmediğini düşünen kadınlar için bir şakadır. | Open Subtitles | إنها دعابة للنساء اللاتي يعتقدن بأن أزواجهن لا يعرنهن إنتباههم |
Çabuk, dikkatleri dağıt ki ben de bu elbiseden sızayım ve buradan kaçalım. | Open Subtitles | شتت إنتباههم بينما أخرج من هذا الفستان وأهرب عبر النفق |
Küçük bir suç işlmeye gönüllüysen, Dikkatlerini daha büyük bir suça çekmelisin. | Open Subtitles | تُخبرهم بجريمة صغيرة لأجل تشتيت إنتباههم عن النظر إلى الجريمة الأكبر. |
Önce Dikkatlerini çekersin sonra bir mesaj ile vurursun, ve bum, bir ruhu daha kurtarmışsın. | Open Subtitles | تجذب إنتباههم .. ثم بعد ذلك نقدم لهم الرسالة وبذلك تكون قد انقذت روحا أخرى. |
Dikkatlerini çekip, onları ambardan uzaklaştıracağım. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى من يشغلهم عنّا سأستحوذ على إنتباههم وأقودهم بعيداً عن الفتحة |
Dikkatlerini sana çevirmemeleri için elimden gelen her şeyi yaptım. | Open Subtitles | قمت بكل ما استطيعه لأحول إنتباههم بعيدا عنك |
Bu dev yırtıcılar son derece bölgelerine düşkündür, hemen hemen hiçbirşey Dikkatlerini dağıtamaz. | Open Subtitles | هؤلاء المفترسين الضخمين إقليمين جداً عملياً لا شيء سوف يصرف إنتباههم عن بعضهم البعض |
Bir parça et atarak Dikkatlerini dağıtman gerekir. | Open Subtitles | إذا كنتَ تريد تنظيف القفص، فعليك أن تصرف إنتباههم بقطعة من اللحم |
Hayvanların dikkatini dağıtıp kaçmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَجِدَ السّبيل لنَصْرفُ إنتباههم تلك الوحوشِ وتَجْعلُ هروبَنا. |
Sanırım komşularımın dikkatini dağıtıyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ تَصرفين إنتباههم مِن دِراستِهم. |
Söylediklerinin arkasında dur. Eğer birisi sana soru sorarsa, daha çok yalan ile dikkatini dağıt. Bak örnekleyeyim. | Open Subtitles | كلا ، أثبت على موقفك ، إذا سألك أحد سؤال شتت إنتباههم عن الكذبة الأصلية بكذبات اخرى. |
Evet, yapabilirsin! Tek yapman gereken, ilgilerini çekmek. | Open Subtitles | بلى تستطيعين جل ما عليكِ فعله هو أن تسترعي إنتباههم |
Sadece gazete tutan fotoğrafını göndererek ilgilerini çekebileceğimizi mi sanıyordun? | Open Subtitles | هل كنت تعتقد أننا سنسترعي إنتباههم الكامل فقط بصورتك وأنت تحمل صحيفة؟ |
dikkat çeker, ikimiz için de kötü olur. | Open Subtitles | هذا سيجلب إنتباههم و ذلك سيكون سيئ لكلانا. |
Her zaman dikkatleri dağılıyor evlilik, çocuklar, yemek yapma yarışmaları... | Open Subtitles | داءما ما يتم تشتيت إنتباههم بالزواج، و الأولاد و برامج الطبخ التنافسيه |