Kondiyal* mantarın yeni bir türü gibi görünen bir enzim yayarak. | Open Subtitles | بنشر إنزيم أنتج على ما يبدو من نوع جديد من الفطريات. |
Avokadoda kan kimyana uyumsuz bir enzim var. | Open Subtitles | هناك إنزيم في الأفوكادو غير متوافق بكيمياءِ دمِّكِ |
Trask enzim işletim sisteminin ilkel bir versiyonunu dizayn etmiş. | Open Subtitles | صمم تراسك نسخة بدائية من نظام تشغيل ، إنزيم |
Bu geçici bir felç enzimi. Bunu çenenin altından sokacaksın. | Open Subtitles | هذا إنزيم شلل مؤقت احقن هذا الشيء هنا تحت ذقنك |
Ancak iki kat daha asidik. Bir de sindirim enzimi olan, bir miktar pepsin izine rastladım. | Open Subtitles | وجدت كميات أثر أيضا البيبسين، الذي إنزيم هضمي. |
Vücudun Ubikuinon denen bir enzimden anormal miktarlarda üretiyor. | Open Subtitles | جسمك يفرذ كميات غير طبيعية إنزيم يدعى ابيكونم |
Enzimin içindeki Z gibi ama "polimeraz", okunuşu farklı. | Open Subtitles | إلا أنه من الواضح أنها بوليميريز بحرف الزاي مثل إنزيم ، وهو معنى الكلمة هنا |
Sinirlenmek enzim salgılanmasına yol açıyor tripofan hidroksil geçici olarak I.Q'yu zayıflatabiliyor. | Open Subtitles | الغضب يطلق إنزيم تريبتوفان هيدروكسيل والذي يقوم بتخفيض نسبة الذكاء مؤقتا |
İçinde, pıhtılaşmış kanı sıvılaştıran bir enzim var. | Open Subtitles | فهو يحتوي على إنزيم يعمل على تحليل الدم المتخثر |
İçinde, pıhtılaşmış kanı sıvılaştıran bir enzim var. | Open Subtitles | فهو يحتوي على إنزيم يعمل على تحليل الدم المتخثر |
Vahşi güvercin atıkları proteini yok eden bir enzim içeriyorlar hayvan derisinin içinde, onu yumuşatıyorlar. | Open Subtitles | روث الحمام البري يحتوي على إنزيم يقوم بتفكيك البروتين في جلد الحيوان , ويجعله ناعما ً |
- Evet, öyle hissetmiştim. - Ananasta bir enzim var. | Open Subtitles | راودني شعور فحسب، هناك إنزيم في الأناناس. |
Böcek ilgimizi çekti, çünkü yayılıp büyüyen bir enzim salgılıyordu. | Open Subtitles | نحن إهتممنا به لأن توسيع إنزيم يخفي. |
Çene ve burnunda doğal olarak oluşmuş bir enzim. | Open Subtitles | أي يجد إنزيم طبيعيا حول فمّها وأنفها. |
Hepsi Ubient'in enzim işletim sistemini kullanıyor. | Open Subtitles | كلها تستخدم نظام تشغيل ، إنزيم يوبيينت |
Bu arada, enzim Imroth'a milyarlar kazandırmış. | Open Subtitles | من ناحية اخرى إنزيم جعل إيمروث ميليونير |
Bulunanlar arasında pek çok karışık ilaç izine rastladım ama başlangıç listemde anabolik-androjenik steroidler bir karaciğer enzim önleyici, çeşitli metabolik güçlendiriciler metamfetaminler, goril testosteronuna benzer bir şey ve yalan olmasın bir tutam da tıbbî nane var. | Open Subtitles | إذا كانت فقط في أثار المخدّرات التي وجدت، ولكن تشمل قائمتي الأولية المنشطات الابتنائية للذكورة، مانع إنزيم الكبد، عدد من محسنات الأيض، |
Ona pirolitik sindirim enzimi karışımı verir misiniz? | Open Subtitles | يمكنه الحصول على إنزيم للهضم ويكون مخفوق |
- Özür dilerim sindirim enzimi almayı hatırlamak için alarm kurmuştum. | Open Subtitles | ـ آسف ، فقط تنبيهى اليومى لتناول إنزيم الهضم |
Aşı, Skelter Böceği'nin ürettiği bir enzimden yapılmaymış. | Open Subtitles | كان اللقاح يرتكز على إنزيم تفرزه الخنفساء المندفعة |
Enzimin içindeki Z gibi ama "polimeraz", okunuşu farklı. | Open Subtitles | إلا أنه من الواضح أنها بوليميريز بحرف الزاي مثل إنزيم ، وهو معنى الكلمة هنا |