| Kimse ölmediği için sadece Şanslısın, Tamam? | Open Subtitles | إنكِ محظوظة للغاية لأنه لم يُقتَل أحدهم، حسناً؟ |
| Dinle hanımefendi, kıçına tekmeyi basmadığım için Şanslısın. | Open Subtitles | استمعي أيتها السيّدة، إنكِ محظوظة أني لم أُبرحكِ ضرباً |
| O zaman çok Şanslısın çünkü tam olarak nerede olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | إنكِ محظوظة إذًا لأني أعرف أين هو تحديدًا |
| Oraya tam zamanında vardığın için çok Şanslısın. | Open Subtitles | إنكِ محظوظة لوصولك في الوقت المناسب |
| Hwi Kyung'un gözleri uzun zamandır senden başkasını görmediği için çok Şanslısın. | Open Subtitles | إنكِ محظوظة لان الحب مازال يعميه. |
| Dişçi seni kabul ettiği için Şanslısın. | Open Subtitles | إنكِ محظوظة لقدرة الطبيب على معالجتكِ |
| Şanslısın ve ortağın o kadar sıkı değil. | Open Subtitles | إنكِ محظوظة أنكِ أنت و التقنيّة خاصّتكِ لستِ من ذوقه الخاصّ! |
| Ekonomi batık olduğu için Şanslısın. | Open Subtitles | إنكِ محظوظة أن الإقتصاد في المرحاض |
| Seni incitmedikleri için Şanslısın. | Open Subtitles | إنكِ محظوظة لأنهم لم يؤذوكِ. |
| Çok Şanslısın. | Open Subtitles | إنكِ محظوظة جدًا. |
| Şanslısın! | Open Subtitles | ! إنكِ محظوظة |