Yine de toplanıp, seks problemleri hakkında konuşmak için etkili bir yol. | Open Subtitles | مع ذالك إنها طريقة جيدة لنجتمع معاً و نتحدث عن القضايا الجنسية |
Bu çok farklı bir yol olaylar hakkında düşünmeye başlamadan önce. | Open Subtitles | إنها طريقة مختلفة تماما في التفكير في ما حدث قبل البداية |
Ama tabi eyalet savcılığı yarışını geride bırakman için iyi bir yol. | Open Subtitles | و لكن بالطبع ؛ إنها طريقة جيدة لوضع إنتخابات النيابة العامة خلفك |
Bir haftasonu öğleden sonrayı değerlendirmenin kesinlikle harika bir yolu, | TED | إنها طريقة ممتازة تماما لقضاء فترة بعد الظهر في نهاية أسبوع، |
Zaman hakkında düşünmenin oldukça farklı bir yolu. | TED | إنها طريقة مختلفة بشكل كبير للتفكير بالوقت |
Kurbanı fark edilmeden ortadan kaldırmak için iyi bir yöntem. | Open Subtitles | إنها طريقة جيدة للتخلص من الجثة بدون ان يكشف أمرهم |
Dünyanın bu sorunu ele alması için bir yol. | TED | إنها طريقة للعالم في التعامل مع هذه المشكلة |
Evren'i gözlemlemek için daha önce elimizde olmayan tamamen yeni bir yol. | TED | إنها طريقة جديدة تماماً لرصد الكون التي لم نملكها من قبل. |
Önemli değil. Ne de olsa uyanmak için güzel bir yol. | Open Subtitles | إنسي ذلك , على أي حال إنها طريقة جيدة للاستيقاظ |
Hepimizi birbirimize düşürmek için akıllıca bir yol. | Open Subtitles | إنها طريقة ذكيّة ليجعلنا ننقلب على بعضنا |
Hepimizi birbirimize düşürmek için akıllıca bir yol. | Open Subtitles | إنها طريقة ذكيّة ليجعلنا ننقلب على بعضنا |
Hem haklısın, bu, dedemi onurlandırmak için iyi bir yol. | Open Subtitles | وأنت محقة إنها طريقة جميلة لتكريم جدي أجل |
bak, kendini içten güçlendirmek için mükemmel bir yol tamam mı ? | Open Subtitles | انظر، إنها طريقة عظيمة للتقوية الداخلية للجسم، أفهمت؟ |
Bu iş dışı zamanları yenileyici ve huzurlu geçirmenin bir yolu. | TED | في الواقع إنها طريقة هادئة ومنعشة لقضاء وقتك خارج العمل. |
Demek ki, bu, kanseri düşünmenin yeni bir yolu, kanseri düşünmenin, umutlu bir yolu. | TED | إذاً ، هذه طريقة جديدة للتفكير حول السرطان، إنها طريقة مليئة بالأمل للتفكير بالسرطان. |
İmkânları, fırsatları araştırmanın ve daha fazla imkân yaratmanın bir yolu. | TED | إنها طريقة لإستكشاف الإحتمالات والفرص وصنع المزيد. |
Aslında sadece patlayan balonlardı. Zaman öldürmek için harika bir yöntem. Lütfen bunu aranızda dolaştırın ve bugün oynayın. | TED | بالرغم من أنها عبارة عن فقاقيع تفقع، إنها طريقة ممتازة لقتل الوقت، لو سمحت مرروها بينكم و العبوا بها اليوم. |
Kendini ifade etmek için iyi bir yöntem bu. | Open Subtitles | هيه، اسمع، إنها طريقة جيدة للتعبير عن ذاتك |
Güvenlik görevlileriyle tanışmak için iyi bir yöntem. Hadi gidelim. | Open Subtitles | إنها طريقة جيّدة لمقابلة شخص يعمل في مجال الأمن ، لنذهب |
Bu basitçe arkadaşlarınızdan hangisin üvey babası olduğunu bulmanın eğlenceli yolu bu çok acımasızca nakit yerine tampon kabul ediyor musunuz? | Open Subtitles | إنها طريقة ظريفة لمعرفة أي من أصدقائك لديه زوج أم هذا وقح جدا |
Bu remiksin yöntemi. Var olan şarkıları alıyorsunuz, onları doğruyorsunuz, bazı parçalarını değiştiriyorsunuz, tekrar birleştiriyorsunuz ve yeni bir şarkı elde ediyorsunuz, ama bu yeni şarkı açıkça eski şarkılardan oluşmuş durumda. | TED | إنها طريقة إنشاء ريمكس. تأخذ أغاني موجودة، وتقوم بتقطيعها، تقوم بتحويل القطع، وتدمجها معا مرة أخرى، فتحصل على أغنية جديدة، بل أن تلك الأغنية الجديدة هي من الواضح مشكلة من أغان قديمة. |
Kütüphane kataloglama yöntemlerinden biri. | Open Subtitles | إنها طريقة الفهرسة في كتب المكتبة |