2000 yıldır heykel yapıyorlar ben sadece 5 tanesini alacağım -söz verin bana bay Kane. | Open Subtitles | إنهم يصنعون التماثيل منذ 2000 عام وقمت بشراء خمسة فحسب |
Bu günlerde yaptıkları şeyler hoşuma gidiyor. Sadece bitter çikolata ile şekerlemeler yapıyorlar. | Open Subtitles | يروق لي ما يصنعونه بهذه الأيام إنهم يصنعون ألواح شوكولاتة عادية، لكن بالشوكولاتة الداكنة |
Yiyeceklere katkı maddesi yapıyorlar, genelde mısır şurubu. | Open Subtitles | إنهم يصنعون مكون غذائي يُدعى شراب الذرة المُحلّى |
Çörek yeriz. 1927'de çok güzel çörekler yapıyorlar. | Open Subtitles | يمكننا أكل الكعك إنهم يصنعون كعكاً رائعاً عام 1927 |
Böyle ufak süt toplama kapları yapıyorlar dolduğu zaman oraya boşaltıyorsun filan. | Open Subtitles | في الواقع إنهم يصنعون صدفات جمع الحليب, حتى تستطيعي إفراغها عندما تمتلئ فحسب. |
Çok lezzetli, küçük kahvaltı sandviçleri yapıyorlar. | Open Subtitles | متأكد ؟ إنهم يصنعون سندويتشات إفطار لذيذة |
Radar sinyali emici boya yapıyorlar ve bize numune lazım. | Open Subtitles | إنهم يصنعون طلاءً ماصّاً للرادار, ونحتاج لعينة منه |
Papyon bağlamasını öğrenmeyeceksen oldukça iyi klipslilerini yapıyorlar. | Open Subtitles | أنعلم، إن كنت لن تتعلم كيف تفعل هذا، إنهم يصنعون نوعية جيدة يتم تعليقها. |
50 yıldır varlar. Fotoğraf kağıtlarını ve ekipmanlarını yapıyorlar. | Open Subtitles | الشركة عمرها 50 سنة إنهم يصنعون ورق التصوير والمعدات |
Yeniden doğmanın acısını bile rahatlatacak lezzette içkiler yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصنعون شراباً رائعاً الذي يساعد كثيراً على تخفيف بعض آلام التجسّد |
Brezilya cevizinden de yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصنعون وصفات من الجوز البرازيلي هذه الأيام. |
Güzel pastalar yapıyorlar. Onları seversin. | Open Subtitles | . إنهم يصنعون بسكويت لذيذ سوف تحبهم |
Bu şeylerden uyuşturucu yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصنعون الأدوية بهذه المكونات |
Devamlı yenisini yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصنعون أمثالها جديدة طوال الوقت |
- O kumaştan spor ayakkabı yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصنعون أحذية رياضية من تلك الأقمشة |
Hızlı bir şekilde sahte kimlik yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصنعون بطاقات مزيفة على السريع. |
Nohut, tahin, közlenmiş kırmızı biber Kendi humuslarını yapıyorlar. | Open Subtitles | الحمص, الطحين, الفلفل الحلو المدخن... . إنهم يصنعون حمصهم الخاص |
Eroini şu büyük binada yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصنعون الهيرويين في المبنى الكبير. |
Evet, bugünlerde kameraları çok küçük yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصنعون أحجام صغيرة الآن |
Film bile yapıyorlar. | Open Subtitles | تباً، إنهم يصنعون الأفلام حتى |