Onlar kesinlikle fakir, beyaz, işsiz evsiz erkeklerden daha iyiler. | TED | إنهن حتمًا أفضل مكانة من الرجال الفقراء البيض العاطلين المشرّدين. |
Onlar organik pirinçi nasıl dikeceklerini biliyorlar, onunla nasıl ilgileneceklerini biliyorlar, onu nasıl hasat edeceklerini ve nasıl pişireceklerini biliyorlar. | TED | إنهن يعرفن كيفية زراعة الارز العضوي، ويعرفن كيفية رعايته، ويعرفن كيفية حصاده وكذلك كيفية طبخه. |
Onlar pirinç döngüsünün bir parçasılar, ve bu yetenekler Onlar için gelecekte çok değerli olacak. | TED | إنهن جزء من دورة الأرز. وهذه المهارات ستكون ذات قيمة لهن في مستقبلهن. |
Hepsi kocalarına geri döndüler... daha ince ruh haline sahip olarak. | Open Subtitles | إنهن يرجعن إلى أزواجهم بروح أكثر بهجه من ذهابهن في عطله |
Bunlar düzenli değil. | Open Subtitles | حسناً, تعرفين أمور البنات إنهن ينظمن الأشياء أبجدياً |
Hayır. Onların bunun için çok zeki olduklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | لا، برأيي إنهن أكثر ذكاء من أن يفعلن ذلك |
Sistematik bir şekilde tellerin sağlamlığını kontrol ediyorlar. | Open Subtitles | إنهن يتفحصن الأسياج لإيجاد نقاط ضعف بطريقة منتظمة |
Bize taparlar ve Onlar için birşey yapmamız gerekiyormuş gibi hissettirirler. | Open Subtitles | إنهن تعبدننا و تزعجننا لكي نفعل شيئاً لهن |
Ne demek istediğini anlıyorum. Bende endişeleniyorum. Onlar benim yeğenlerim. | Open Subtitles | أفهم ماتقوله, أقلق عليهن أيضاً إنهن بنات أخي |
Onlar bizim kardeşlerimiz, ablalarımız, babaannelerimiz, teyzelerimiz, kuzenlerimiz ve abilerimiz. | Open Subtitles | إنهن أخواتنا، وبناتنا، جداتنا، وخالاتنا، وبنات أخواتنا، وأبناء إخواننا |
Majesteleri, Onlar sır nedir bilirler. | Open Subtitles | جلالة الملكة إنهن يدركن ماذا تعني السرية |
Majesteleri, Onlar sır nedir bilirler. | Open Subtitles | جلالة الملكة إنهن يدركن ماذا تعني السرية |
Onlar iksir endişeli. | Open Subtitles | هيا ، هيا ، هيا إنهن متحمسات حقاً من أجل الجرعة التى معك من أجلهن |
Onlar bekar erkekler için, bulunmaz nitelikte kızlar. | Open Subtitles | إنهن يمثلن فرصا استثنائية للزواج لأي شاب عازب |
Onlar cadı cinayetleri, bu yüzden gerçekten sadece bir zaman meselesidir biliyorum. | Open Subtitles | إنهن يعرفون بموضوع قتل الساحرات لذا إنه فقط مسألة وقت |
Bu Geyşa'larla mücadele edilemez. Onlar hilekarlık sanatının uzmanlarıdır. | Open Subtitles | أرجوكِ، لن نكون نداً قوياً لفتيات الغايشا إنهن خبراء في فن الخداع |
Kadın bir lidere sahip olsak bile, Hepsi sinir bozucu eşitsizlik sorununu düzeltmekten daha iyi şeyler buldular. | TED | حتى مع وجود زعيمة أنثى، إنهن يجدن دومًا شيئًا افضل للقيام به أكثر من فهم القضية المزعجة لعدم المساواة. |
Hepsi aynı bokun soyudur. Bir adamdan hoşlandıklarında onu alırlar. | Open Subtitles | إنهن جميعاً متماثلات , عندما يرغبن في رجل يأخذنه , الأمر سهل للغاية |
Var. Çocukluklarından beri Hepsi yıpranmış. | Open Subtitles | بل يختلفن، إنهن عملة فاسدة كلهن منذ الطفولة |
Bunlar saygıdeğer Romalılar sadece kendi sınıflarından adamlarla görüşürler. | Open Subtitles | جميعهن نساء رومانيات راقيات، إنهن فقط يختلطن مع العائلات التي لها نفس المكانة |
- Onların iyi insanlar olduğunu söylemiştin. - Öyleler zaten. | Open Subtitles | لقد أخبرتيني أنهن مهذبات - إنهن كذالك بالتأكيد - |
Görünüşe göre insanlardan uzakta yaşamayı tercih ediyorlar. | Open Subtitles | إنهن يحاولنَ دائماً تجنب الناس |
Ve bütün kadınlar zehirlidir.! Her türlü hile ile donanımlıdırlar. | Open Subtitles | وكل الإناث مسمومات إنهن مليئات بالخدع الخبيثة |
Her halükarda, kızlar sırada, odalarında bekliyorlar. | Open Subtitles | .على أية حال، الفتيات جاهزات .إنهن في غرفهن في الأعلى |
Her gün daha da sevimli oluyorlar, değil mi? | Open Subtitles | أوه .. إنهن يزددن جمالاً كل يوم |