Sadece 11 yaşında, Tanrı aşkına o daha küçücük bir çocuk. | Open Subtitles | توني . إنهُ بالـ 11 ، بحق السماء ، إنه طفل |
O çok güzel bir çocuk baba. Rahatla biraz, önce onunla bir tanış, nasıl seveceğini göreceksin. | Open Subtitles | إنه طفل جميل ، التقي فيه مرة ، ستُحبُه جداً ، كأنهُ لك |
O gerçekten özel bir çocuk ve özel bir dikkat gerektiriyor. | Open Subtitles | إنه طفل خاص حقيقي, ويحتاج إلى بعض الإهتمام الخاص. |
Her gitmek istediğin yere onu götüremezsin. O daha bir bebek. | Open Subtitles | لا يمكنك فقط أخذه الى اماكن تريد الذهاب إليها ، إنه طفل |
O daha çocuk ve sadece biraz eğlenmeye çalışıyor o kadar. | Open Subtitles | إنه طفل يحاول أن يحظى ببعض المرح فقط |
Her şeye rağmen, temiz kalpli bir çocuktur. | Open Subtitles | بالرغم من كل شيء، إنه طفل تم إيذائه بشدة. |
Neden mi? çünkü ihtiyar onu görmüş ve beğenmiş. O hoş bir çocuk, Joe Sevimli. | Open Subtitles | لأن تلك العجوز أحبتك إنه طفل محبوب يا جو |
Yani, o iyi bir çocuk olduğunu, bu yüzden o şekilde kalır emin olmak için sadece bana kalmıştır. | Open Subtitles | أعني ، إنه طفل جيد ، لذا هذا علي فقط أن أدعه يبقى هكذا |
Washington laboratuarlarındaki bir çocuk. O olmadan hiçbirşey yapamazlar. | Open Subtitles | إنه طفل ولد في المخابر و لا أعرف عنه أي شيء |
Ona yük katırı muamelesi yapan bencil bir sopayla ıssız bir yerde mahsur kalmış 10 yaşında bir çocuk o! | Open Subtitles | إنه طفل بعمر 10 سنوات تائه في مكان مجهول مع مضرب أناني يعامله بعناد |
* O küçük bir çocuk, oyuncak değil sallama, sallama, bebeği sallama * | Open Subtitles | إنه طفل صغير, إنه ليس لعبة لا تهزي الطفل |
Hayır efendim, ortalama bir zekâ derecesine sahip bir çocuk o. | Open Subtitles | كلا سيدي ، إنه طفل بمعدل ذكاء فوق العادي |
Çok komik bir çocuk. Keşke onunla tanışabilseydin. | Open Subtitles | إنه طفل ظريف جداً, يا رجل أتمنى لو يمكنك أن تلتقي به |
Zeki bir çocuk. Üyev babasının da olsa gerçek ismini kullanmıyor olabilir. | Open Subtitles | إنه طفل ذكي، وعلى الأرجح لا يستخدم اسمه الحقيقي، حتى اسم أبوه بالتبني |
Uyluk kemiği kırılmış 4 yaşında bir çocuk. Canı ne kadar yanıyordur, biliyor musun? | Open Subtitles | إنه طفل ذو 4 سنوات وبكسر في فخذه, أتعلمين مقدار ألمه ؟ |
Her gitmek istediğin yere onu götüremezsin. O daha bir bebek. | Open Subtitles | لا يمكنك فقط أخذه الى اماكن تريد الذهاب إليها ، إنه طفل |
Adam başka birine ilgi gösterilince zır zır ağlayan koca bir bebek resmen. | Open Subtitles | إنه طفل كبير يبدأ نوبات غضب في كل مرة يحصل فيها شخص أخر على الإنتباه |
- Tabii ki onu savunuyorsun. - O daha çocuk. | Open Subtitles | بالطبع أنت تدافع عنه إنه طفل |
O daha çocuk. Sorun değil. | Open Subtitles | إنه طفل ، هو سيكون بخير |
Söylediğim gibi, harika bir çocuktur. | Open Subtitles | إذا، على أية حال، كما كُنْتُ أَقُولُ إنه طفل رائع |