Hiçbir zaman dinleyemeyeceğini bildiğin birine... mesaj bırakmak çok garip bir şey. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ غريب أن يترك المء رسالة لشخص يعرف أنه لن يستلمها |
Bu utanç verici ama balayının bu kadar çok tutacağı hiç aklıma gelmedi. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ محرج لم تكن لدي فكرة أن شهر العسل سيكلف هذا المبلغ |
Tiyatronun sadece 300 kişilik olması çok yazık. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ مؤسف أننا لم نحظى سوى بـ 300 متفرج |
Tuhaf bir şey bence. Ruh hastası biriyle öyle konuşmak. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ غريب أن تتحدّث إلى مخبولٍ مثله |
Birinin seni görmezden gelmesi çok küçük düşürücü. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ مهين حين يعاملك أحدهم كأنك لاشيء |
Bu kadar boş vaktim olmasına alışık değilim. Burada hayatın akışı çok rahat. Katılacak bir hayır işi bulabilirim herhalde. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ غريب بأن أحظى بكل وقت الفراغ هذا, إن التأقلم في هذا المكان سهل , لكن إن صادفني عمل خيري فسألتحق به |
# Ve eğer biraz sıkıntı çekecek olursak Aramız bozulur, ama kalplerimiz zengindir Bizi farklı sınıflara koymaları gerçekten çok rahatsız edici. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ مزعجٍ للغاية كونهم وضعونا في صفوفٍ مختلفة. |
Sizin için çok kötü oldu, değil mi dostum? | Open Subtitles | إنه لأمرٌ مزعج بالنسبة لك اليس كذلك يا رفيق ؟ |
Ekonomik durumumuzu düzeltmek için seni böyle sıkı bir şekilde çalışıyor görmek çok güzel. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ جيّد رؤيتك بأنّك جاد في العمل على إصلاح إقتصادنا |
Seks konusunda bu kadar kapalı olmam çok garip bu kadar zamandır bildiğim halde. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ غريب كيف أنني كنت مرعوبة من فكرة العلاقة الحميمة بينما الآن أصبحت طوال الوقت. |
Garip, çocuklar yaşları konusunda çok emindirler. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ غريب، دقّة الأطفال حول أعمارهم |
Senin ülkeni bilmem, ama burada çok büyük bir suçtur. | Open Subtitles | لا أعلم عـن الـوضعِ في بـلدكِ , لكن هنا إنه لأمرٌ جلل أمرٌ جلل و مـهين |
Bu çok komik. Ellerin o iğneyi bana saplarken hiç de titremiyordu değil mi? | Open Subtitles | تعرفين، إنه لأمرٌ مضحك يدك كانتِ أكثر ثباتاً |
çok tuhaf. | Open Subtitles | هذا غريبٌ فعلاً. إنه لأمرٌ عجيب. |
Tauri'ye diz çöktüreceğimi göremeden ölecek olman çok yazık. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ مخزي أنك لن تعيش لتراني أجلب التارؤاي" الى حافة الانهيار" |
dayanamıyosun, çok üzücü. | Open Subtitles | لا يمكنكِ احتمال ذلك, إنه لأمرٌ محزن. |
Üzücü olduğunu biliyorum ama bazen onları oldukları gibi kabul etmek zorundasın. Yani, kızım için hissettiğim böyle bir şey. | Open Subtitles | أتعلمين , إنه لأمرٌ مؤلم , إنني أعرف , لكن أحياناً يجب أن نتقبلهم على ما هم عليه , الأمر نفسه يتكرر مع إبنتي |
Hapishanede ölmek gerçekten berbat bir şey, değil mi? | Open Subtitles | يا رجل إنه لأمرٌ سيء الموت في السجن أليس كذلك؟ |
Oldukça harika bir şey birine kaybettikleri kişiyi küçük küçük yeniden yaparak yardım etmek. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ مدهش وهو مساعدة شخصٌ ما, بإعادة شخصيةٌ فقدها شيئاً فشيئاً |
Oğluna yakın olmak güzel bir şey. | Open Subtitles | حسناً، إنه لأمرٌ جيّد البقاء بقرب ابنك |