O orada ne olacağını bilmiyor, kız da kendi konuşmasını bilmiyor, | Open Subtitles | إنه لا يعرف ما يحدث هناك وهى لا تعلم أنه مخطط |
Çok değişik biri, daha neye sahip olduğunu bile bilmiyor. | Open Subtitles | إنه رجل متنوع المجالات، إنه لا يعرف ماذا يملك حتى. |
Dondurma tatları gibi, başka hiçbir şey bilmiyor. | TED | كما حدث مع تجربة نكهة الآيس كريم، إنه لا يعرف عن أي شيء آخر. |
Oyunun içinde olduğunun farkında değil. | Open Subtitles | هذا ثمن اللعبة التي يلعبها إنه لا يعرف بأنه يلعب هذه اللعبة |
Hiçbir şey bildiği yok! Seni hatırlayacağından bile şüpheliyim. | Open Subtitles | إنه لا يعرف شيء، أشك أنه يتذكرك حتى |
Kızların ne sevdiği hakkında hiçbir fikri yok. | Open Subtitles | إنه لا يعرف ما الذي تحبه الفتيات |
Gilberte'ten ayrılmaya cesaret edemedi. Ne düşündüğünü kendi de bilmiyor. | Open Subtitles | لم يتخلى عن "جيلبرت" إنه لا يعرف حتى ماذا يريد |
Dikkatleri üzerine çekmeye çalışıyor. Olanları bilmiyor. | Open Subtitles | إنها فقط طريقة الحصول على الانتباه إنه لا يعرف ما حدث |
O ne yapacağını bilmiyor, bırakın ben gideyim. | Open Subtitles | إنه لا يعرف كيف يفعلها سيدي دعني أقوم بها |
Böyle yaşamaya alışık değil. Sokakları bilmiyor. | Open Subtitles | إنه لم يعتاد على الحياة هكذا إنه لا يعرف الشوارع |
- İstatistikler hakkında bir şey bilmiyor. - Nesin sen? | Open Subtitles | ـ إنه لا يعرف أى شىء عن عملية الإحصاء ـ ماذا تعتبر نفسك؟ |
Silah dolu değil. Mermileri nerede sakladığımı bilmiyor. | Open Subtitles | هذا المسدس ليست محشوا إنه لا يعرف أين أحتفظ بالرصاص |
O benim bunu bildiğimi bilmiyor, fakat Clinton bunu bir kere ağzından kaçırdı. | Open Subtitles | إنه لا يعرف أني أعرف ولكن كليتون اه هفواته. |
O sihirli hakkında hiçbir şey bilmiyor, ve o da olamaz. | Open Subtitles | إنه لا يعرف شيء عن السحر . و لا يستطيع أن يعرف |
O numarayı seyirciye sunmayı bilmiyor, ama ben biliyorum! | Open Subtitles | إنه لا يعرف كيف يقدمها للجمهور و لكني اعرف |
İşerken kameraya doğru nasıl durulur bilmiyor. | Open Subtitles | إنه لا يعرف كيف يواجه الكاميرات بينما يتبول |
O aileni kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | إنه لا يعرف كيف يكون الأمر عند فقدان احد الأبوين, أنت تعرفين |
Öldü bile, inan bana. farkında değil sadece. | Open Subtitles | لقد فعلت مسبقاً، صدقيني إنه لا يعرف هذا فحسب |
Öldü bile, inan bana. farkında değil sadece. | Open Subtitles | ميت بالفعل، صدقيني إنه لا يعرف ذلك فحسب |
Öldü bile, inan bana. farkında değil sadece. | Open Subtitles | ميت بالفعل، صدقيني إنه لا يعرف ذلك فحسب |
Bırak onu, bir şey bildiği yok. | Open Subtitles | دعه وشأنه. إنه لا يعرف شيء |
Ne olmak istediği hakkında hiçbir fikri yok. | Open Subtitles | إنه لا يعرف ما يرد أن يكون |