"إنه ليس كذلك" - ترجمة من عربي إلى تركي

• öyle değil
• Hayır değil
• bir şey değil

- Sen olmasan başaramazdım. - öyle değil.
ـ لم أستطع فعلها من دونك حبيبتي ،صغيرتي ـ لا إنه ليس كذلك

öyle değil,hiç birimiz mükemmel değiliz gün sonunda işten eve dönüyorum biraz dinlenip seninle beraber oturup sohbet etme ihtiyacı duyuyorum yukarda oturup beraber kahvelerimizi yudumlamak istiyorum
إنه ليس كذلك ، لا أحد منا كامل أعود إلى البيت بعد يوم مضن في العمل وأشعر إنني بحاجة للجلوس والتحدث معك

Hayır, hayır öyle değil yarın gece mâlikanedeki Enerji Sunumu için halletmem gereken Daha tonlarca işim var.
لا، إنه ليس كذلك لا زال عليّ القيام بعدة أشغال من أجل التحضير لمعرض الطاقة غداً مساءاً

Hayır, değil. Elbette, iki insan aynı değildir.
كلا, إنه ليس كذلك, بالطبع و لا يتشابه إثنان حتى معه

Hayır, değil. Daha önce insan resmi yaptın değil mi?
لا, إنه ليس كذلك, لقد رسمتي ناساً من قبل, أليس كذلك؟

- Tamam. Öyle bir şey değil. Tamamen tükenmiş, şuna bir bak.
حسنا، إنه ليس كذلك أبدا أنظر اليها، لقد تم استنزاف كل طاقتها

Hayır, hayır öyle değil yarın gece mâlikanedeki Enerji Sunumu için halletmem gereken Daha tonlarca işim var.
لا ، إنه ليس كذلك لا زال عليّ القيام بعدة أشغال من أجل التحضير لمعرض الطاقة غداً مساءاً

Ama gerçekte öyle değil. Klasik ve çok romantik.
ولكن في الحقيقة، إنه ليس كذلك إنه راقي وشاعريّ جداً

Son bulduğunda kendine göre bir kahraman olacaksın. Ama öyle değil.
،كأن كونكِ بطلة هو غاية في حد ذاته حسناً ، إنه ليس كذلك

Bu sanki gidişte uçuşun nasıl fazla rezervasyon yapması ve birinci mevkiye yükselmem gibi, dur, hayır, öyle değil.
الرحلة كانت محجوزة بأكملها و تم وضعي لأسافر في الدرجة الأولى لا،انتظر.إنه ليس كذلك

- O tamirhanede çalışıyor. - Aslında öyle değil...
إنه صاحب كراج - إنه ليس كذلك فعلياً هو -

Hayır, öyle değil.Domuz etinden nefret ediyorum.
لا, إنه ليس كذلك. أنا أكره لحم الخنزير

öyle değil zaten, yalnızca temiz havlu istiyor.
إنه ليس كذلك, إنه يريد مناشف جديدة فحسب

Hayır, öyle değil Bayan Walsh, gerçekten öyle değil.
"لا, إنه ليس كذلك سيدة "والش إنه ليس كذلك في الواقع

öyle değil. - öyle değil. Anlamıyorsunuz.
إنه ليس كذلك أنت لا تفهم , حسناً

Haklısın, öyle değil. Çok daha...
أنتِ محقة، إنه ليس كذلك ولكنهأشبه..

- Hâlâ içimde! Hissediyorum! - Hayır, değil.
لا يزال بداخلي , أشعر به لا , إنه ليس كذلك , أنتِ بخير

Hayır, değil. Bu senin evin değil, o da senin karın değil.
لا ، إنه ليس كذلك ، إنه ليس منزلك و هى ليست زوجتك

Hayır. Hayır değil. Benim evimde de aynı duvar vardı.
كلا, إنه ليس كذلك, لدينا نفس الحائط في شقتي

Piper, öyle bir şey değil.
بايبر، إنه ليس كذلك

Yo! Hayır, hayır! Öyle bir şey değil.
لا لا لا إنه ليس كذلك