Bana inanmalısınız efendim düşündüğünüz gibi değil. / Asla olmaz. | Open Subtitles | أوين : يجب عليك أن تصدقني سيدي إنه ليس ما تعتقده توني : |
Ne duyduysan düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | أوه ، من الواضح انه جائك بشكل غير واضح ـ إنه ليس ما تعتقدين ـ أوه ، حسناً ذلك أنقاذ فلمدة ثانية كنت هناك |
Sandığın gibi değil. Elindeki senin penisin değil mi? | Open Subtitles | إنه ليس ما تعتقده- أليس هذا قضيبك في يدها؟ |
Seninle konuşmak istemiyorum. Sandığın gibi değil. | Open Subtitles | ـ لا أود التحدث معك ـ إنه ليس ما تظنينه |
- Kahveleri hazırla Annie. - Düşündüğünüz gibi değil. | Open Subtitles | ـ (آني)، أسكبِ القهوة ـ إنه ليس ما تظنين |
Sandığınız gibi değil. | Open Subtitles | إنه ليس ما تعتقد .. |
Lütfen, düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | من فضلك.. إنه ليس ما اعتقدته |
Düşündüğünüz gibi değil. | Open Subtitles | إنه ليس ما تحسبونه |
- Düşündüğünüz gibi değil. - Öyleyse nasıl? | Open Subtitles | إنه ليس ما تحسبونه - فما هو إذن ؟ |
Düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | إنه ليس ما تفكر به |
- Duyulduğu gibi değil! | Open Subtitles | إنه ليس ما يبدو عليه |
Düşündüğünüz gibi değil. | Open Subtitles | إنه ليس ما تعتقد. |
- Düşündüğünüz gibi değil. | Open Subtitles | إنه ليس ما تعتقدون. |
Düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | إنه ليس ما تظنين. |
Düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | إنه ليس ما تظنه |
- Burası düşündüğümüz gibi değil. | Open Subtitles | هذا المكان... إنه ليس ما ظنناه |
- Asıl senin düşündüğün gibi değil! | Open Subtitles | ـ كلا، إنه ليس ما تظن أنت |
Düşündükleri gibi değil. | Open Subtitles | إنه ليس ما يظنونه. |
- Düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | إنه ليس ما تظنين |
- Düşündüğün gibi değil? - Gerçekten mi? | Open Subtitles | إنه ليس ما تظنين حقاً |