Bize bir şey anlatmaya çalışıyor. Belki bizi Philip'e götürebilir! | Open Subtitles | إنه يحاول إخبارنا بشيء ربما يمكنه أن يقودنا إلى فيليب |
Sürekli serumu kolundan çıkarmaya çalışıyor. Nedenini anlayamadım bir türlü. | Open Subtitles | إنه يحاول انتزاع المغذي عن ذراعه باستمرار لم أعرف لماذا |
- Sayın Hakimler, itiraz ediyorum. Bir şey saklamaya çalışıyor. | Open Subtitles | لسيادتكم , لدى إعتراض قوى إنه يحاول إخفاء أمر ما |
Bir şeyler koparmaya çalışıyor, ...ama en iyisi yoluna hiç çıkmamak. | Open Subtitles | إنه يحاول مضايقتكما لتعترفا ولكن من الأفضل ألا تقفا في طريقه |
- Bıktım bu saçmalıktan. O da senin gibi geçimini sağlamaya çalışıyor. | Open Subtitles | لقد سئمت هذا الهراء، إنه يحاول أن يكسب رزقه فحسب، مثلك تماماً. |
Ayrıca sizi ve diğer herkesi de öldürmeye çalışıyor. | TED | بل إنه يحاول قتلك أيضا وقتل كل شخص آخر. |
Ve kendini tarihsel hissediyor. Bu durumun olağanüstü birşeyler başarmak için tarihsel bir olanak olduğu hissini yaratmaya çalışıyor. | TED | ويبدو أمرا تاريخيا. إنه يحاول خلق إحساس أن هذه فرصة تاريخية لتقوم بشيئ رائع حقا. |
Beni küçümsüyor, fiyatımı düşürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول التقليل من شأني. كي يخفض أجري. |
Musa'yı senden uzak tutmaya çalışıyor, Sethi. | Open Subtitles | إنه يحاول أن يجعل موسى بعيدا عنك يا سيثي |
Musa'yı senden uzak tutmaya çalışıyor, Sethi. | Open Subtitles | إنه يحاول أن يجعل موسى بعيدا عنك يا سيثي |
Ne yapmaya çalıştığı çok belli, sayın yargıç bize suçluyu unutturmaya ve hukuku dava konusu yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | سيادة القاضى ، من الواضح ما يحاول أن يفعله إنه يحاول أن ينسينا الخارج على القانون و أن يضع القانون للمحاكمة |
Bir suratı, nasıl görüp hissetiyse öyle ifade etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول التعبير عن الوجه كما يراه ويشعر به |
Bu onun işaret dili. Size aç olduğunu söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | هذه لغته الإشارية، إنه يحاول إخبارك بأنه جائع |
Kalpazanlık işini çözmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول حل رموز أكلاشيهات العملات الدولية |
Çekleri de o kesti. Beni suçlu duruma düşürmeye çalışıyor! | Open Subtitles | وهو الذى أوقف صرف الشيكات إنه يحاول تلفيق تهمة لى! |
Adamı zorlama. Sadece şaka yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا تكن عنيفاً مع الرجل إنه يحاول فقط الوصول للقمة |
-İyi birşeyler yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هذه ليست الفكرة إنه يحاول فعل الصواب بأمواله |
Aileyi birbirinden soğutmaya, ayırmaya çalışıyor. Ve bunu denemeye devam edecek. | Open Subtitles | إنه يحاول أن تستسلم وتنهار العائلة وسوف يستمر فى المحاولة |
Otobüsün altında biri var! İntihar etmeye çalışıyor! | Open Subtitles | توقف شخص ما تحت الحافلة إنه يحاول الإنتحار |
- Beni kovmaya çalıştı. | Open Subtitles | - ماذا تعنين بحق الجحيم؟ لست أدري إنه يحاول طردي |
Deniyor ama tek göreceği parazit. | Open Subtitles | إنه يحاول ذلك ولكنه لا يحصل إلا على شاشة فارغة |
Bilmem. uğraşıyor en azından. İşleri düzeltmek için epey çabalıyor ve ben ona hiç yardımcı olamıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم فهو يحاول إنه يحاول تحسين الأمور ولكني لا أساعده |
Baksana çok fazla uğraşıyor. | Open Subtitles | غير معقول نعم , يا رجل , إنظري إليه , إنه يحاول بطريقة زائدة عن الحد |