Anahtarı öyle iyi saklıyor ki, belki de kıçına sokmuştur. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بالمفتاح بشدة,على الأرجح عالق بمؤخرتة |
Odasında savaş hakkında bilgilerin olduğu kara kaplı bir defter saklıyor. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بكتاب أسود به معلومات عن الحرب |
Kendisi için saklıyor. Kiralayanların aldığı şey ise intikam. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بهم لنفسه ما يحصلون عليه هو الإنتقام |
Topladığı eşyaları bodrumunda tutuyor. | Open Subtitles | بالتأكيد ، إنه يحتفظ بمُتعلقات تذكارية يقوم بجمعها في قبوه |
Beni bir tutsak gibi tutuyor, bir köle gibi. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بي كأسيرة .. مثل العبيد |
Şahsi dosyalarını bilgisayarda saklıyor. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بملفاته الخاصة على الكمبيوتر. |
Yani, yatağının altında bomba parçaları saklıyor. | Open Subtitles | أعني إنه يحتفظ بأجزاء قنبلة تحت سريره |
Öfkesini çukura saklıyor. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بغضبه لأجل الحـظـيـرة |
Her şeyi burada saklıyor... senin söylediğin her şeyi. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بكل شيء هنا كل ما قلت عنه |
Bilgileri büyükelçiliğin kasasında saklıyor. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بمعلومات في خزنةالسفارة... |
Geri kalanını sonrası için saklıyor. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بالمتبقي لما بعد |
Parayı evde saklıyor. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بالمال في المنزل |
Parayı evde saklıyor. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بالمال في المنزل |
saklıyor. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بهم |
Dolaplara yazılan yazıların saat saat kaydını tutuyor. Dennis, Barry'nin vurulduğu tuvaletteki kapıya boya bulaştırmış. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بسجلات توقيت الرسومات |
Çakmağını orada tutuyor, ceketinin iç cebinde. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بها في جيبه العلوي |
Çakmağını orada tutuyor, ceketinin iç cebinde. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بها في جيبه العلوي |