Söz dizimine ek olarak bir de içeriği var. | TED | إنه يحتوي على مضمون بالإضافة إلى ترتيب الرموز |
Bir kamerası var ve kısa mesafede lazer ışığı ve tarama sistemi var. | Open Subtitles | إنه يحتوي على آلة تصوير, ذبذبات ليزر قصيرة، إضافةً إلى محلل شبكة. |
Bir telefon kulübesi. İçinde bir telefon var, iletişim kurmak için bir telefon cihazı. | Open Subtitles | إنه صندوق هاتف إنه يحتوي على هاتف، جهاز هاتفي للتواصل |
Tamam, içinde melas ve insan dışı kan kalıntıları vardı. | Open Subtitles | حسناً إنه يحتوي على أثر من الدبس ودم غير بشري |
İçinde incelemek istediğim, konumuzla alakalı olabilecek dosyalar var. | Open Subtitles | إنه يحتوي على عدد من الملفات التي لها علاقة بالقضية و التي يجب عليّ فحصها الآن. |
Bu kitapta İmparator Silahları hakkında bilgiler var. | Open Subtitles | اقرأ هذا الكتاب. إنه يحتوي كل ما نعرفه حتى الآن عن الآثار. |
Bir veri bulutuna yüklenmesi ve sonra derhal silinmesi gereken bilgiler var. | Open Subtitles | إنه يحتوي على معلومات يجب تحميلها على سحابة بيانات ثم مسحها على الفوز بعد ذلك |
Hapla bire bir aynı hormonel etkisi var ve kanda pıhtılaşmaya neden oluyor. | Open Subtitles | إنه يحتوي على نفس الهرمونات مثل الحبوب ويسبب تجلطات الدم |
İçinde, sıkça rastlanan bir kelime var: Dans. | Open Subtitles | إنه يحتوي على كلمة مُتكررة و هي الرقص. |
Hızlı arama özelliği var. | Open Subtitles | إنه يحتوي على خاصية المكالمة السريعة |
İçinde her şey var, tartışma, heyecan, seksapel. | Open Subtitles | إنه يحتوي على كل شيء تمت الترجمة بواسطة Kokaia |
Hava geçirmez bir odası var. | Open Subtitles | إنه يحتوي على غرفة محكمة الإغلاق |
İçinde 500 şarkı var. | Open Subtitles | إنه يحتوي 500 أغنية |
içinde kisisel seylerim var. | Open Subtitles | إنه يحتوي على أشياء شخصية. |
İçinde bir takip aracı var. | Open Subtitles | إنه يحتوي على جهاز تعقب. |
İçinde kaju var. | Open Subtitles | إنه يحتوي على الكاجو |