Yarı ayağı var diye artık tam bir erkek olmadığını sanıyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد لأن لديه نصف قدم ، فإنه ليس رجلا بالمطلق |
Bizi kullanıp onun sorunlarını çözmesinde yardımcı olduktan sonra bizi ıskartaya çıkarabileceğini sanıyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد أنه أذكى منا هو هو يعتقد أنه يستطيع أن يستغلنا وينبذنا |
Artık kendimi ondan üstün gördüğüm için onu terk ettiğimi sanıyor galiba. | Open Subtitles | وأعتقد إنه يعتقد ذلك أنفصلت عنه لأني أعتقد أني أفضل منه الآن |
Asla başarı elde edemiyor Dünyanın ona borçlu olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | لن يحقق أى نجاح أبداً إنه يعتقد بان العالم مدين له. |
Lütfen, bırak. Adil bir şekilde satın aldığına inanıyor. | Open Subtitles | أرجوك إتركها , إنه يعتقد بأنها إشتراها بسعرمناسب |
İnsanların tutuklanma masrafları için daha fazla ödemeleri gerektiğine inanır. | Open Subtitles | إنه يعتقد أن هؤلاء الناس عليهم أن يدفعوا المزيد من المال في مقابل التحقيق معهم |
- Amacının bu olduğunu sanıyordum. - Oz onu seksi buluyor. | Open Subtitles | إعتقدت أن هذه هى النقطة إنه يعتقد أنها مثيرة |
Sana hakaret ettiğimi sanıyor ama ben teklif sunuyorum. | Open Subtitles | إنه يعتقد أنني أسيء لكِ. أنني أعرض عليك. |
- Evet, ineğin hala ahırda olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | ـ نعم ، إنه يعتقد انها لا تزال في الحظيرة. |
Ortağını öldürenin doğaüstü bir yaratık olduğunu sanıyor ve bir şekilde, nasıl bilmiyorum ama, Prue, cadı olduğunu biliyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد بأن شريكه قد قُتِل عن طريق شخص خارق وبطريقة ما، لا أعرف ماهي بالضبط، لقد عرف أنكِ ساحرة، برو |
Aenomenani'nin bir jaguar ruhu gönderdiğini sanıyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد أن الاينيوميناني قاموا بإرسال روح نمر |
Neler döndüğünü bilmiyorum sanıyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد أننى مغفل ويعتقد أنه يعرف مايدور هنا |
Bu işi kendisinin yürüttüğünü sanıyor... siz de bu şekilde rol yapmaya devam etmelisiniz. | Open Subtitles | إنه يعتقد أنه من يدير هذا الأمر ولابد أن تدعي أن هذا ما يحدث بالفعل |
Kendini kabadayı sanıyor. Öyle mi sanıyorsun? | Open Subtitles | إنه يعتقد نفسه شريراً أتعتقد إنك شريراً؟ |
Kadınların yüksek pozisyonlarda olmaları gerektiğine inanıyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد أن المرأة يجب أن تكون في مناصب عليا في السلطة. |
O bilgisayarın Holly'i kurtarmak için son şansı olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد أن هذه الآلة هى فرصتهلإنقاذ"هولي" |
Şansıma, onun tarafında olduğuma inanıyor, | Open Subtitles | لحسن الحظ, إنه يعتقد بأني إلى جانبه, |
Eğer bunlardan biri olmazsa diğerine ihtiyacın olmayacağına inanır. | Open Subtitles | إنه يعتقد إن لم يكن لديك أحدهما، لا تحتاج الآخر |
Eğer bunlardan biri olmazsa diğerine ihtiyacın olmayacağına inanır. | Open Subtitles | إنه يعتقد إن لم يكن لديك أحدهما، لا تحتاج الآخر |
Aldığını hak etmen gerektiğine inanır. | Open Subtitles | إنه يعتقد أنك تستحقين ما تنالين |
Beni güzel buluyor ve haklı da. | Open Subtitles | إنه يعتقد بأني جميلة وإنه على حق |