Bilmiyorum, bayağı ünlü ve çözülemeyen bir matematik problemi üzerinde çalışıyor ki; | Open Subtitles | لا أدري إنه يعمل على بعض المسائل الرياضية الشهيرة الغير محلولة |
Yeni bir şey üzerinde çalışıyor. Biraz yardıma ihtiyacı var, hepsi bu. | Open Subtitles | إنه يعمل على شيء جديد وكان بحاجة لبعض المساعدة، هذا كل ما في الأمر. |
Zaman algımızı değiştiren bir hap üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل على عقار يغير طريقة إدراكنا لمفهوم الوقت |
Sergi için bir bebek serisi üzerinde çalışıyor. Bu seri çocuklara bebeklerin nereden geldiğini anlatacak. | TED | إنه يعمل على معرض عن سلسلة من الدمي "العرائس" والتي تشرح للصغار من أين يأتي الأطفال اليوم |
Şu problem üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل على تلك المشكلة فحسب كما تعلم |
Sorunları üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | حسناً, إنه يعمل على حل مشاكله, |
Büyük adam, insanları Naisanlara dönüştürecek bir deney üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | الرئيس... إنه يعمل على هذه التجربة تحويل البشر إلى لابشر، ها؟ |
Açılış konuşması üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | إنّه... إنه يعمل على مرافعته الأفتتاحية. |
Başka bir kitap üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل على كتابة كتاب آخر |
- Jumperla bir simülasyon üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل على جهاز المحاكاة |
Okul projesi üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل على مشروع للمدرسة |
Vaka üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل على القضية |
Önemli bir şey üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل على شيء ضخم. |
Sadece kendine ait olacak harika bir jutsu üzerinde çalışıyor! | Open Subtitles | إنه يعمل على تقنية رائعة ستخصه وحده! |
Yeni bir optik yazılım üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل على برنامج بصري جديد |
O gerçekten büyük bir şey üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يعمل على شيء كبير |
- Konuşma üzerinde çalışıyor. - Başlasın istiyorum. | Open Subtitles | - إنه يعمل على خطابه. |
üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | لا أدري" - إنه يعمل على أمر |
-Bir şey üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | - إنه يعمل على شيء- |