Anlamı kölelik demek. - Vay canına! Anlamı ayağına pranga vurulması demek. | Open Subtitles | إنه يعني العبودية، هذا ما يعنيه إنه يعني الأغلال، هذا ما يعنيه |
Lana, Talon'u sen tekrar ayağa kaldırdın. Senin için Anlamı büyük. | Open Subtitles | لانا لقد أعدتي إنشاء المقهى من الصفر إنه يعني لك كل شئ |
Bu evlenene kadar kimsenin bana sakso çekememesi anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنه يعني أنه سأصبح نقيا ولن أمارس الجنس حتى اتزوج. |
Erkek kediler bazen yapıyor bunu. Senden hoşlandığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنه شيء تفعله ذكور القطط أحياناً إنه يعني أنه يحبك |
- Antik Çin atasözü. - Lt sadece l ailemi özledim anlamına gelir. | Open Subtitles | مثل صيني قديم إنه يعني فقط أنني اشتقت لعائلتي |
Düş görüyorsun demek oluyor. Bugün ödeme günü. Bitti. | Open Subtitles | إنه يعني أنك تسبح في أحلامك، هذا يوم دفع الأجور، لقد إنتهينا |
Şu demek... aynasız, polis. | Open Subtitles | إنه يعني .. اهتمام غير مرغوب فيه، الشرطة |
Yani sadece benim için bir şeyler ifade ediyor. | Open Subtitles | أعني،إنه.. إنه يعني شيء لي. -لا أعرف ما هو |
- Öyle yaptı, öyle. Bunun anlamını biliyorsun, değil mi? Anlamı, kendi yargı yetkimizi kullanıyoruz. | Open Subtitles | هذا ما تفعله هذا ما تفعله هذا يعني شيئاً آخر إنه يعني علينا أن نقوم بواجبنا |
Bunun Anlamı artık sana güvenmeyeceğim. | Open Subtitles | إنه يعني بأنني توقفت عن الأعتماد عليك تريغر |
Anladığını bilmenin, benim için çok Anlamı var, adamım. | Open Subtitles | إنه يعني لي الكثير, معرفتي أنه حصل لك, يارجل |
Bunun Anlamı, anne, gerçek bir iş almalı. | Open Subtitles | إنه يعني أن والدتك قد تحصل على عمل حقيقي. |
Bu birçok kişinin mecbur olmadıkları halde gerçekten aşırı tedbirler seçtikleri anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنه يعني أن الكثير من الناس يختارون خطوات صارمة عندما لا يضطرون لذلك |
Maya'nın Emily'nin arka bahçesinde öldürüldüğü anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنه يعني أن مايا قتلت مباشرةً في فناء إيميلي الخلفي |
Birşeyleri sadece pahalı olduğu için beğenmediğin anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنه يعني أنك تتعمدين كره الأشياء لأنها مكلّفة |
- Bu, yaşadıkları anlamına gelmez. - İçeride oldukları anlamına gelir. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنهم أحياء - إنه يعني أنهم هنا - |
Doğuştan gelmesi değiştirilemeyeceği anlamına gelmez; Tecrübe edindikçe yapılandığı anlamına gelir. | TED | كون الشيء مصنوع كله معاً لا يعني أنه غير قابل للتأثر : إنه يعني أنه مُنظم بطريقة متقدمة في الخبرة . " |
Bu teröristle müzakere anlamına gelir. | Open Subtitles | إنه يعني أننا لن نتفاوض مع إرهابي. |
Şu demek oluyor vasıfsız bir asistan ve yarı zamanlı bir model milyon dolarlık bir şirketin içine giriyor! | Open Subtitles | إنه يعني أن لدينا نصف مُساعدة، وعارضة أزياء بدوام جزئي. تدير شركة قيمتها ملايين الدولارات. |
Evet, bu demek oluyor ki, tetikçi de, Camelia Odasının karşısındaki odada dikiliyor olmalı. | Open Subtitles | أجل. إنه يعني أن الذي أطلق النار كان واقفًا في الجانب المعاكس من مدخل غرفة الكاميليا |
Şu demek, bundan böyle iş yapmak benim için zor. | Open Subtitles | إنه يعني أن القيام بتحرّكاتي بات أكثر صعوبة |
Birçok insan için bir şeyler ifade ediyor. | Open Subtitles | إنه يعني شيئا للكثير من الناس. |
Bu sadece, söz konusu şeye ilişkin ifadenizi ve anlayışınızı geliştirmeniz gerektiğini gösterir. | Open Subtitles | إنه يعني ببساطة بأنك بحاجة لتثبت تعبيرك و فهمك لما تتعامل معه هنا |