Toplantı nerede yapılırsa giderim. Benim işim bu. | Open Subtitles | أذهب حيث تُعقد الاجتماعات إنّه عملي اللعين |
Bu Benim işim. Kendi işimi yaparken rahat bırak beni. | Open Subtitles | أنت ، إنّه عملي نعم ، حسنا ، اعذرني أنا ذاهب لعملي |
Ve sonra baban gibi askerler-- gidip onları durdururlar, Benim işim bu. | Open Subtitles | ثمّ الجنود مثل والدك يجب عليهم أن .. إنّه عملي أن أذّهب إلى هناك و أوقفهم . |
Ve sonra baban gibi askerler-- gidip onları durdururlar, Benim işim bu. | Open Subtitles | ثمّ الجنود مثل والدك يجب عليهم أن .. إنّه عملي أن أذّهب إلى هناك و أوقفهم . |
Benim işim güzel görünmek, sürtük. | Open Subtitles | إنّه عملي للظهور بمظهر فاتن، يا ساقطة |
Benim işim, diğer insanların göremediği şeyleri görmek. | Open Subtitles | نعم. تعلم، إنّه عملي رؤية الأشياء التي لا يراها الآخرين... |
Bu Benim işim unuttun mu? | Open Subtitles | إنّه عملي تذكُرين ؟ |
Hayatımı kurtardın, yani, bilirsin, sana borçlandım. Oh, hayır, hadi ama bu Benim işim. | Open Subtitles | كلا، بربّك، إنّه عملي. |
Seninle konuşmalıyım. Bu Benim işim, Frankie. | Open Subtitles | عليّ التحدث معك يا رجل، إنّه عملي يا (فرانكي). |
Lex, kararlı olmak Benim işim, ve hata yaptığımda bunu fark etmek, ve buna göre hareket etmek. | Open Subtitles | (ليكس)، إنّه عملي أن أكون حاسمة، وأن أُدرك عندما أرتكب أخطاءًا وأن أستجيب بناءًا على ذلك. |
Benim işim bu. | Open Subtitles | إنّه عملي |
Benim işim bu. | Open Subtitles | إنّه عملي |
Benim işim bu. | Open Subtitles | إنّه عملي |
Benim işim bu. | Open Subtitles | إنّه عملي |