Plan benim. Ne kadar güce hükmedebileceğimi bilmiyor. | Open Subtitles | أنا الخطة، إنّه لا يعلم كمّ القوى التي يسعني الإتصال بها |
O zaman biraz akıllı olmalısın. Senin vampir olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | إذًا، عليك أن تكوني لبيبة إنّه لا يعلم أنّكِ مصّاصة دماء |
Büyüyü bilmiyor. Yani ona ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم التعويذة، مما يعني أنّنا لا نحتاجه. |
Avukatının tipini bilmiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم كيف يبدو ذلك المحامي |
bilmiyor. Hala kaçış planları yapıyor. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم مازال يخطّط للهروب |
Bu kadar eşcinsel olduğumu bilmiyor ama. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم أنني شاذ بهذا القدر |
Yapma, o daha ne istediğini bilmiyor. | Open Subtitles | رجاءً إنّه لا يعلم حتى ما الذى يُريده |
Bir şey bilmiyor. En azından önemli bir şey. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم شيئاً لا شيء مهم. |
Dava hakkında hiç bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم شيئًا عن القضيّة. |
- Çünkü henüz bilmiyor. | Open Subtitles | حسنا ، إنّه لا يعلم عن الأمر بعد |
Onu nasıl memnun edeceğini bilmiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم كيفيّة إرضائها |
O adam kuralları bilmiyor! | Open Subtitles | تعلم القوانين. إنّه لا يعلم القوانين! |
Öykünün sonunu bilmiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم نهاية القصّة. |
Batı Virjinya'lı olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم أنّك من غرب "فرجينيا |
Burada olduğumuzu bile bilmiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم حتى أننا هنا. |
O bile bilmiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم حتّى من هي. |
Jason bilmiyor, kim olduğunu bilmiyor değil mi? | Open Subtitles | (جايسون) لا يعلم, أليس كذلك ؟ إنّه لا يعلم من هو لا, و يجب أنْ لا يكتشف أبداً |
Burada olduğumu bilmiyor. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم بأنّني هنا |
- bilmiyor. - Biliyorum. | Open Subtitles | ــ إنّه لا يعلم ــ بل أعلم |
Damon. Burada olduğumu bilmiyor. | Open Subtitles | (دايمُن)، إنّه لا يعلم أنّي هنا. |