Çok üzgünüm. Bunlara seni karıştırmayı hiç istememiştim. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف، لم أرِد إقحامك قطّ في أيّ من هذا. |
Çok affedersiniz, iş arkadaşıma yardım etmem gerekti. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف، تحتّم أن أساعد زميل عمل في شيء. |
Çok üzgünüm ama yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف، لكن حقًّا لا حيلة بيدي. |
Daha önce bu aleti hiç kullanmamıştım, Çok üzgünüm. | Open Subtitles | لم أستخدم واحدة من هذه قبلًا، إنّي في غاية الأسف. |
Çok özür dilerim. Kafasına biraz asit düştü ve beynini eritiyor herhalde. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف، لابدّ أنّ بعض الحامض سقط على رأسه وإنّه يأكل دماغه. |
Çok üzgünüm. Buraya insanları kovmak için dönmedim. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف، لم أعد لطرد الموظّفين. |
Neden böyle yaptığımı bilmiyorum. Çok çok özür dilerim. | Open Subtitles | أجهل ما دهاني، إنّي في غاية الأسف. |
Çok üzgünüm evlat. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف يا بُنيّتي. |
Çok üzgünüm. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف. |
Tanrım, Çok özür dilerim. | Open Subtitles | ربّاه، إنّي في غاية الأسف. |
Çok üzgünüm. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف. |
Çok özür dilerim. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف. |
Çok üzgünüm. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف. |
Çok ama Çok üzgünüm. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف |
Çok üzgünüm. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف. |
Jack, Çok üzgünüm. Zamanında döneceğimi düşündüm. | Open Subtitles | (جاك)، إنّي في غاية الأسف، خِلتُني سأعود بالوقت المناسب. |
Çok üzgünüm. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف. |