Gerçek şu ki Amerikanın hasta bir toplum | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ في أمريكا أن أمريكا مجتمع مريض |
Gerçek şu ki ikimizde birbirimizi çok seviyoruz. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ بأنّ كلانا نحب بعضنا البعض كثيراً. |
Gerçek şu ki buna ne kadar daha devam edebilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ أنا لا أَعْرفُ كَمْ الأطول أنا يُمْكِنُ أَنْ أَستمرَّ بعَمَل هذا. |
Gerçek şu ki; hergün senin yüzüne bakmak bana tecavüzü hatırlatacaktı. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ أُعْرَفُ بأنَّ نَظْر في كلّ يومِ وجهِكَ أُذكّرُني فقط الإغتصابِ. |
Gerçek şu ki, Argovia'da senin hayatını kurtardım. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ أنني انقذتُ حياتكَ في ارجوفيا. |
Ve... ..Gerçek şu ki bundan çekindim.. | Open Subtitles | و... إنّ الحقيقةَ أنا أَنا... أنا كُنْتُ خائفَ الذي إذا آي .. |
Gerçek şu ki, annemi kaybettim. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ... لقد أصبحتُ منفصلاً عنْ أمِّي... |
Gerçek şu ki, annemi kaybettim. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ... لقد أصبحتُ منفصلاً عنْ أمِّي... |
Gerçek şu, ikimiz çıkıyorduk, ben seni terk ettim. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ بأنّنا كُنّا نُؤرّخُ، l تَغلّبَ عليك، وذلك كَانَ ذلك. |
Gerçek şu ki İsa, Gnostik Hristiyan mezhebinin Güneş Tanrı'sıdır ve diğer Pagan tanrıları gibi, mitolojik bir figürden ibarettir. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ السيد المسيح كَانَ الإلهَ الشمسيَ الطائفةِ المسيحيةِ المعرفيةِ. ومثل كُلّ آلهة وثنية أخرى هو كَانَ a رقم أسطوري. |
Gerçek şu ki, bunu yine yapardım, kardeşim. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ أنني لأفعلها ثانية، أَخّي. |
Basit Gerçek şu; biz buyuz. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ بسيطةَ هذا ما نفعله. |
Ama Gerçek şu ki kızın seninle bağı yoktu. | Open Subtitles | هو كَانَ a مأساة. إنّ الحقيقةَ مع ذلك، |
"Gerçek şu ki büyük merkezlerdeki finansal elementler, Andrew Jackson zamanından beri hep hükümetlere sahip olmuştur." | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ الحقيقية هي أن العناصر المالية في المراكزِ الكبيرةِ" "إمتلكتْ الحكومةَ منذ أيامِ أندرو جاكسن فرانكلين روزفلت-رئيس امريكي-1933-ّ |
Gerçek şu ki... | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ... |