son revaçta olduğu zaman John Barth ve William Gaddis gibi romancıların olduğu 1960'lardı. Fakat hiç kaybolmadı. | TED | إن آخر لاحظتها الكبيرة هي من المحتمل في الستينات مع الروائيين مثل جون بارث وولائم قادس، لكن كانت قريبة. |
Ama şahitler, son zanlının, klostrofobik bir tepki gösterdiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | و لكن الشهود قالوا إن آخر تصرف للمشتبه بهم كان تصرف خانق |
Dünyada istediğim son şey sizi üzmektir ama ama gerçeği bilmeniz gerek ve... | Open Subtitles | أعني، إن آخر شيء أود القيام به هو إيلامك لكنك يجب أن تعرفي الحقيقة |
Ayrıca son yaptığımız kurabiye satışı tam bir felaketti. İnsanlar kurabiyeleri ısırıp parasını ödemedi. | Open Subtitles | ثم إن آخر معرض مخبوزات كان كارثة، كان الناس يقضمون الكعك دون شرائه |
Yapman gereken tek şey bu--isteyeceğimiz son şey onun tarafından izlenip alaşağı edilmek. | Open Subtitles | هذا كل ما عليك أن تفعله إن آخر شيء نريده الآن هو أن يصبح خائفاً و يهرب هذا كله سينتهي قريباً جداً |
İhtiyacımız olan son şey dışarıya çıkmak. | Open Subtitles | إن آخر ما نحتاجه الآن هو المخاطرة بالظهور على الملأ |
Duymak isteyeceği son şey 1988'de gençliğin çeşmesini bulduğundur. | Open Subtitles | أجل، إن آخر شيء يود سماعه أنك وجدت ينبوع الشباب عام 1988 |
Suçuna ortak olan son kişi benim. | Open Subtitles | إن آخر شخص غادر على سبيل المثال كنت لجرائمكم. |
Arkadaşım en son böyle bir cihazı... ölü bir adamda görmüş. | Open Subtitles | قال صديقي إن آخر مرة رأى فيها قطعة كهذه كانت مع رجل ميت |
Beyler, son duyduğumda adam hâlâ hayattaydı. | Open Subtitles | أيها السادة، إن آخر ماسمعته هو أن الرجل على قيد الحياة. |
İhtiyacı olan en son şey bir avuç azgın kızın ona kur yapıp içine düşmesi | Open Subtitles | إن آخر ما يحتاج حفنة من الفتيات قرنية الوقوع في جميع أنحاء له. |
İhtiyacım olan son şey ikinizin orada da kavga etmesi. | Open Subtitles | إن آخر ما أريده أن تتشاجرا هناك أيضا |
son birkaç yıl onun için kolay geçmedi. | Open Subtitles | إن آخر السنوات لم تكن سهله عليها |
Dünya'da kalan son akmeşe. | Open Subtitles | إن آخر ما تبقى البلوط الأبيض في العالم. |
Bilinen son adresi tamirciye yakın. | Open Subtitles | إن آخر عنوان معروف لها كان قرب المتجر |
bir kavramdır, o kavramda beyninizi yeni bir konsepte alıştırmaya çalışırken ilk başta, en başında, ihtiyacınız olan son şeyin, başka birinin gelip, ''Bunu anladın mı?'' | TED | فكرة أنه ولأول مرة لأول مرة حقاً يحاولون التركيز بشدة لإستيعاب مفهوم جديد إن آخر شئ ترغب به هو آدمي آخر يقول لك: " هل فهمت هذا؟ " |
Perry, okuduğum son yayın, oğlumun para istemek için geldiği hafta sonu klozetin yanında unuttuğu "Out"un bir sayısıydı. | Open Subtitles | إن آخر مادة منشورة قرأتها كانت عدداً من مجلة (آوت) وتركها ابني عندما كان في البيت في هذه العطلة الأسبوعية لطلب النقود |
Ronni, isteyeceğim son şey, hükümet için teröristle işbirliği yapan bir tür çocuk olmak. | Open Subtitles | رونى)، إن آخر ما أحتاج إليه من الحكومة أن أعلم) . أن لي علاقة ما ببعض الأعمال الإرهابية |
"Dünyada yayımlatman gereken son şey,... | Open Subtitles | "إن آخر شيء في العالم تريد ان ينشر |
Telefondaki son çağrı 2 Ekim 19:12'de yapılmış. | Open Subtitles | إن آخر مكالمة من هاتف نقال سام... ... وجاء في أكتوبر 2ND الساعة 07: 12 مساء. |