- Charlie aptal biri değil. - Çok zeki de değildi. | Open Subtitles | ـ إد، إن (تشارلي) ليس غبياً ـ ولكنه ليس ذكياً جداً |
Charlie'nin ölmediğini söyledi. | Open Subtitles | وتقول إن تشارلي لا يزال على قيد الحياة. |
Charlie işte orada adamım. Biliyorum. | Open Subtitles | إن (تشارلي) بالخارج يارجل، أنا متأكد من ذلك. |
Charlie kesinlikle güvende. | Open Subtitles | إن تشارلي آمن جداً. |
Charlie onun gerçek oğluydu. | Open Subtitles | إن تشارلي لم يكن ابنها الحقيق |
Charlie okulun arkasındaki ormanlık alanın uydu haritasını istiyor. | Open Subtitles | إن (تشارلي) يطلب خريطة من الأقمار الصناعية للغابة التي في خلف المدرسة |
Charlie babasına gidiyor işler yoluna girene dek orada kalacak. | Open Subtitles | إن (تشارلي) في طريقه . إلى منزل والده . وسيبقى هناك حتى تهدأ الأمور |
- Charlie birkaç haftadır komada. | Open Subtitles | نوعا ما إن (تشارلي) في غيبوبة منذ عدة أسابيع |
Birisi çıkıp Charlie keçi sikti desin keçi dahi bunu inkar etse bile adamın adı keçi siken Charlie kalır. | Open Subtitles | قال أحدهم إن (تشارلي) أقام علاقة مع عنزة حتى إذا أنكرت العنزة ذلك فسيموت وهو معروف بذلك |
Charlie çıkarken kiliseyi görmüş olmalı. | Open Subtitles | إن (تشارلي) قد رأى الوجه وهو في طريقه للخارج |
Charlie bugün benimle işe geliyor. -Neden? | Open Subtitles | اسمعيني، إن (تشارلي) آت للعمل معي اليوم |
Vay be, Charlie ortalığı ciddi karıştırmış. | Open Subtitles | عجبًا, إن (تشارلي) تلك تعرف ما تفعله. |
Beni yayından alan Charlie Skinner'dı. | Open Subtitles | إن (تشارلي سكينر) هو من فعلها. |
Charlie senin yardımcın değil. | Open Subtitles | إن (تشارلي) ليس بمساعدتك |
Charlie seni seviyor Dean. | Open Subtitles | (إن (تشارلي) تحبك يا (دين |