ويكيبيديا

    "إن ذلك ليس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • değil
        
    Az önce tanıştığınız birisine hakaret etmek gerçekten hoş değil. Open Subtitles إن ذلك ليس لطيفاً لتقومي بإهانة شخص قد قابلتيه للتو
    Tamam, dediler. Konu sistemsel değişiklikler değil. TED قالوا : حسناً ، إن ذلك ليس تغييراً منهجياً.
    Bu kibar bir davranış değil Salı, korkarım dışarda beklemek zorundasın. Open Subtitles إن ذلك ليس بإحترام، إنتظر بالخارج إنني خائف
    Ama sonra anlarız ki bu da doğru değil. Open Subtitles و لكنك تعود لتقول إن ذلك ليس صحيح تماماً
    Anlaması gerek, bu kişisel değil, bu iş. Open Subtitles يجب عليها أن تفهم إن ذلك ليس شخصيّاً، إنه عمل.
    Gerçek adı bu. Bak bu hiç komik değil. Open Subtitles إن ذلك إسمهُ الحقيقي مهلاً, إن ذلك ليس جميلاً
    Ama o yaştaki beyler için bu tür şeyler olağandışı değil. Open Subtitles إن ذلك ليس طبيعيًا حتمًا لرجلاً في مثل هذه السن
    Bu doğru değil. Tavsiyem tamamen tarafsızdı. Open Subtitles كلا إن ذلك ليس صحيحاً, فرأيي الطبي كان موضعياً
    Tamam, madem senin için önemli değil o zaman neden gidip kadınla görüşmüyorsun? Open Subtitles حسناً ، بما إن ذلك ليس أمراً هام ، إذن لماذا لا تذهبين للتحدث مع هذه المرأة فحسب ؟
    Korkarım, çok iyi bir şey değil, efendim. Open Subtitles أخشى أن أقول ذلك، إن ذلك ليس لطيفًا يا سيدي
    Bu sen, dışarıda beklemek korkuyor ı'm gerekecek, Salı çok kibar değil. Open Subtitles إن ذلك ليس بإحترام، إنتظر بالخارج إنني خائف
    Bu bir isyan değil. Kaçış. Open Subtitles ايها المأمور إن ذلك ليس شغباً إنه هروب من السجن
    hormonlara ilişkin olan inanılmaz hırsımızla da, Daha büyük, daha tek tip, daha iyi gıdalar için olan ısrarımızla da ilgili değil. TED إن ذلك ليس له علاقة بشغَفنا السخيف بالهرمونات , أن هدفنا هو أن نحصل على طعام بكميات أكبر , طعام أجود , طعام مُتفرد .
    Nasıl "Bu benim için kolay değil çünkü gerçekten sıkı çalıştın ve kariyerim için birçok şey yaptın." korkunç olur? Open Subtitles كيف لـ"إن ذلك ليس شيئاً سهلاً علي لأنك عملت بجد وقمت بالكثير من الأشياء لمصلحتي مهنتي" أن يكون فظيعاً
    Üzgünüm, bu elma ile armut durumu değil mi? Open Subtitles أنا آسف، إن ذلك ليس تفاح أو برتقال؟
    Bilirsin, büyütülecek bir şey değil. Open Subtitles أنت تعلم، إن ذلك ليس بالشيء الكبير
    Evet ama konumuz bu değil ki. Open Subtitles نعم ، أجل ، أقصد ، إن ذلك ليس موضوعنا
    - Korkunç falan değil. Hepimiz numaracı falan değiliz. Open Subtitles إن ذلك ليس فظيعاً ، نحن ليس في كل ذلك
    Mesele o kadar basit değil, evlat. Hadi ya? Open Subtitles لا ، إن ذلك ليس بهذه البساطة يا بني
    Neden hala İtalya'ya gidip, o kaynak suyu içinde yıkanmak için para veriyorsun, ki küvetinden akan sudan daha fazla tedavi edici özelliği olan bir şey değil. Open Subtitles ولماذا لازلتِ تذهبين لإيطاليا، لتدفعين المال وتستحمِ من مياه الينابيع إن ذلك ليس طبي أكثر من الماء الذي ينسكب من حمامُكِ الخاص؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد