Elinde onun gibi parlak birşey var,... ve sen onu boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | إن لديك شيئاً عبقرياً بالفعل مثل هذا و أنت تضيعه و حسب |
Diyorum ki yapman gereken bir iş var ve o da dikkatini dağıtıyordu. | Open Subtitles | أقول إن لديك عملاً عليك القيام به و هو كان مصدر إلهاء كبير. |
Elindeki nedir? Kimliğin var, gelirin var, nüfuzun var. | TED | ماذا بين يديك؟ إن لديك هوية، ولديك دخل، ولديك نفوذ. |
Eğer diyeceğin bir şey varsa buraya gel ve kendin anlat. | Open Subtitles | حسناً، إن لديك شيئاً لتقوله، تعالَ إلى هنا واخبرني أياه بنفسك. |
40 yaşındaki karılar gibi memelerin olduğunu söylediklerinde sinirleniyor musun, balina? | Open Subtitles | هل تنفعل عندما يخبرونك إن لديك ثدييّ هرمة؟ أيها الصبي البدين؟ |
İkimizin de randevusu var ve geç kalmamamız gerekiyor. | Open Subtitles | إن لديك ارتباط و كذلك أنا ولا ينبغى أن نتأخر |
Sende entelektüel bir ifade var ve, bu bir yüzdeki güzelliği yok eder. | Open Subtitles | إن لديك تعبير فكري و الفكر يدمر جمال أي وجه |
Ama bir evin bir oğlun ve seni umursayan insanlar var. | Open Subtitles | إن لديك بيت ، لديك ابنك و كل من يهتم بك |
Neden geri dönmedin? Anladım. Çok derin ve karanlık bir sırrın var. | Open Subtitles | لماذا لم تعودى ، أوه ، إننى أعرف إن لديك سر عميق مظلم |
Büronuzun bir de arka kapısı var. Ona görünmeden dışarı çıkabiliriz. | Open Subtitles | إن لديك باب خلفى لمكتبك يمكنك الخروج بدون أن يرانا |
Tek bir düşüncen var, babamın yaptığı her şeyi mahvetmek! | Open Subtitles | إن لديك فكرة واحدة فقط أن تحطم و تدمر كل ما فعله أبى |
Tanrı'm, harika bir eviniz var, Bay Keller. | Open Subtitles | . يا إلهى , إن لديك منزل كبير هُنا . يا سيد كيلر |
bir sorunun varsa git arabada bekle. Ben yaparım. | Open Subtitles | إن لديك مشكلة إنتظر فى السيارة سأقوم بهذا |
İstersen onlara şirketle işin olduğunu söylerim. | Open Subtitles | سأقول لهم، إن لديك أعمال مع الشركة، إن أحببت |