Tamam, Eğer adamın yüzünü göremiyorsak belki de bir yansıma yakalayabiliriz. | Open Subtitles | حسناً, إن لم تستطيعي رؤية وجه الرجل ربما تستطيعين أخذ إنعكاسه |
Eğer orada bir şey bulamazsan bizde bir sürü hediye kataloğu var. | Open Subtitles | حسناً، إن لم تستطيعي أن تجدي شيئاً هنا لدينا العديد من كتالوجات الهدايا |
Eğer sen geçemezsen, kimse geçemez. | Open Subtitles | إن لم تستطيعي العبور, فلن يفعلها أحدٌ آخر |
Eğer bunlara dayanamayacaksan, bu işte nasıl tutunacaksın bilmiyorum. | Open Subtitles | أجهل كيف ستنجحين في هذا المجال إن لم تستطيعي التحمّل |
Eğer eşyalarını kaldıramıyorsan ben kaldırırım. | Open Subtitles | إن لم تستطيعي إبعاد جهازكِ من هنا، فأنا أستطيع |
Eğer sen bunu yapmasaydın ben nasıl hayal görürdüm? | Open Subtitles | إن لم تستطيعي فعل ذلك، إذاً كيف سأرى أحلامي ؟ |
Eğer bunu kabul etmeyeceksen toplanmaya devam et. | Open Subtitles | إن لم تستطيعي الاختباء خلف ذلك أكملي حزم الأغراض |
Eğer bu yaptığının neden yanlış bir karar olduğunu anlayamıyorsan taktik birimine ait değilsin sen. | Open Subtitles | و إن لم تستطيعي الآن إستيعاب أنه كان قرارا سيئا منك فأنت لا تنتمين الى الوحدة التقنية |
Eğer değilsen, bu iş seni parçalara ayıracak. | Open Subtitles | إن لم تستطيعي, فستمزقكِ هذه الوظيفة إرباً |
Eğer geri almazsanız onu güvenlik bölümümüze göndereceğiz. | Open Subtitles | إن لم تستطيعي أنتِ استعادته, فلسوف نرسله إلى قسم الشرطة الخاص بنا. |
Eğer yukarıda beni bulamazsan, ...ben daha sonra gelir seni bulurum. | Open Subtitles | ..إن لم تستطيعي ايجادي هناك سآتي لإيجادك لاحقا |
Eğer devam etmezsen, bayıldığın yerde seni bırakacağız. | Open Subtitles | إن لم تستطيعي اللحاق بنا سنتركك حيث سيغمى عليك |
Eğer sen, bunu beni sevdiğin için yapamazsan kızımızı sevdiğin için yap. | Open Subtitles | و إن لم تستطيعي فعل هذا .. بداعي الحب من أجلي إفعلي هذا بداعي الحب لها |
Eğer fırsatın olursa beni ara. | Open Subtitles | وحتى إن لم تستطيعي المرور بنا، فهل يمكنك معاودة الاتصال بي؟ |
Ama Eğer durmazsan, bazı ustalar ya da gerçekten büyük eğitmenler, tutmak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | ولا أدري كم من الوزن قد زدتِ! لكنك إن لم تستطيعي التوقف سوف يكون عليك الذهاب إلى دير |
Eğer beni burada tutamıyorsanız o zaman gitmeme izin vermek zorundasınız. | Open Subtitles | إن لم تستطيعي حجزي عليك أن تتركيني |
Eğer bunu kaldıramayacak gibiysen belki de bu çiftliğe aitsindir. | Open Subtitles | إن لم تستطيعي التعايش مع ذلك، حسناً... لربما أنتِ تنتمينَ للمزرعة مجدداً. |
Eğer gelemezsen beni arar mısın? | Open Subtitles | "وحتى إن لم تستطيعي المرور بنا، فهل يمكنك معاودة الاتصال بي؟" |
Eğer geldiğinde beni bulamazsan, | Open Subtitles | إن لم تستطيعي إيجادي |
Eğer beni bulamazsan, ölü balık kokusun takip etmen yeterli. | Open Subtitles | -حسناً ... إن لم تستطيعي ايجادي، قومي بتتبع رائحة السّمك الميّت. |