Burası hayatımda gördüğüm güneş kremi kullanmam gereken tek oda. | Open Subtitles | إن هذه أول غرفة أستأجرها وأضطر لوضع واق عن الشمس. |
Beyler, Burası huzurlu bir köy, öylede kalsın tamam mı! | Open Subtitles | أيها السادة, إن هذه القرية مسالمة ويجب أن تبقى هكذا |
Bu bir kehanet değil. Bu bir uyarı, ve üzerinde ciddi olarak düşünmemiz gerekiyor. | TED | إن هذه ليست نبوءة. إنها إنذار، و علينا أن نفكر بجدية في هذا الأمر. |
Anliyorum... bu günlerde hayat zor, ama Bu bir çözüm degil. | Open Subtitles | لاحظت بالطبع إن هذه الأوقات صعبة لكن هذا ليس حلا |
Bunlar hastanede bakım gerektiren yaralanmalar. | TED | إن هذه الأنواع من الإصابات تحتاج إلى العناية بها في المستشفيات. |
Bu benim yenilikçi düşünmeme sebep olan bir armağan. | TED | إن هذه المتلازمة نعمة . فهي تتيح لي التفكير بشكلٍ مبتكَر. |
Bu senin fikrin olduğuna göre 2. ve 3. de sen olacaksın. | Open Subtitles | و ثانياً و ثالثاً , بما إن هذه كانت فكرتكِ |
Bir yerlere gider misin, yoksa Burası varoluşunu sürdürdüğün mağaran mı? | Open Subtitles | ألا تذهبين إلى أي مكان؟ أم إن هذه هي الطريقة التي تحيين وفقها؟ |
Burası şehirdeki en iyi rehabilitasyon merkezi, ...ve her şeyinle ben ilgileneceğim. | Open Subtitles | إن هذه من أفضل المصحات للتأهيل بالمدينة، وسأتدبر كل شئ |
Burası ileri seviyede bir eğitim kurumu, ilkokul değil! | Open Subtitles | إن هذه مدرسة ثانوية، وليست المدرسة الابتدائية. |
Ülkenin en güzel kısımlarından biri Burası. | Open Subtitles | هذا من دواعي سروري, إن هذه أفضل بقاع البلد |
Burası Amerika. Biz burada İngilizce konuşuruz. | Open Subtitles | .إن هذه أمريكا , إننا نتحدث اللغة الإنجليزية هنا |
Haklısın. Kabul edelim, Bu bir hükümet değil, özel şirket. | Open Subtitles | فلنواجه الأمر، إن هذه ليست حكومة بل شركة خاصة |
Bu bir daire değil, bir video oyunu! | Open Subtitles | إن هذه ليست شقة، إنها نادي لألعاب الفيديو |
Ama şunu hemen söyleyeyim... Bu bir aşk hikayesi değil. | Open Subtitles | لكن عليكَ أن تعلَم مُقدّماً... إن هذه ليست بقصة حب. |
Bu bir quiet cul-de-sac ve sen tiksinilesi geç bi bayansın.. | Open Subtitles | إن هذه إساءة معاملة وأنتِ شابّة تجلبين الفتنة. |
Kızlar farklı bir yerde görmek için Cemile, Bu bir fırsat olacaktır. | Open Subtitles | جميلة .. إن هذه ستكون فرصة للفتيات لأن يرين مكانا مختلفا |
Bunlar, General Dalton, General Alex ve Genel Komutan Cornelia. | Open Subtitles | وستقوم ثلاث من وحداتنا بمهاجمتهم إن هذه الوحدات يقودها كل من العقيد دارلتون والعقيد أليكس والحاكم العام كورنيليا |
Tabii çok hırslı düşünceler Bunlar. | Open Subtitles | بالتأكيد إن هذه طريقة طموحة بالتفكير بالامور |
Bunlar çok rahatsız edici ama, eğer öldürülmemişlerse bu şekilde orgazm olamazlar bence | Open Subtitles | إن هذه الصور مزعجة أنا لا أستطيع أن أجزم إذا ما كانوا قد حصلوا على أروع هزة جماع فى حياتهم أو إذا كانوا قد قتلوا |
Müdür Figgins, bildiğiniz gibi Bu benim Glee kulübünde ilk yılım ve öğrendiğime göre New Directions'a yıllıkta yer verilmeyecekmiş. | Open Subtitles | أيها الناظر فيغنز كما تعلم , إن هذه سنتي الأولى في نادي غلي و أنا ما زلت أعلم |
Haley, Bu senin suçun değil. | Open Subtitles | ، هيلي إن هذه ليست غلطتك |