ويكيبيديا

    "إيقافها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • durdurmaya
        
    • durdurmak
        
    • durdurulamaz
        
    • durduramaz
        
    • durdurulması
        
    • engel
        
    • durdurmalıyız
        
    • durdurmayı
        
    • durdurabilir
        
    • durdurabiliriz
        
    • park
        
    • iptal
        
    • askıya
        
    • durdurmalıydım
        
    • durdurmam
        
    Bazıları size yardım eder, bazıları sizi durdurmaya çalışır. TED فبعضها يُساعدها، والبعض الآخَر يُحاول إيقافها.
    Uyandığımda elim böyleydi ve insanlar onu durdurmaya çalışıyordu . Open Subtitles عندما أفقت كانت يدي تتحرك هكذا حاول الناس إيقافها
    Teğmen, çalışmaları durdurmak için henüz geç kalmış değilsiniz. Open Subtitles حسناَ ملازم مازال بوسعك إيقافها قبل فوات الأوان
    Bu sürücüye sahip savaş gemilerinden oluşan bir filo durdurulamaz olur. Open Subtitles أسطول من السفن الحربية مزودة بذلك المحرك سيكون من الصعب إيقافها
    Hiçbir büyü ya da doğaüstü güç onu durduramaz. Open Subtitles شيئاً آخر قاله جايلز لا سحر ولا أي قوة خارقة بإمكانه إيقافها
    Seni utandırmaması için yayımlanmadan önce durdurulması gerekiyordu, ve o da durdurdu. Open Subtitles أن يساعدني في إيقافها قبل أن تخرج إلى العلن حتى لا تسبب لكِ الإحراج وهذا مافعله بالضبط
    Diyor ki, laboratuvarlarından birini patlatmış, onu durdurmaya çalışan kapıda görevli bekçi dahil dört kişiyi öldürmüş. Open Subtitles يقول هنا بأنها فجرت أحد المختبرات وقتلت 4 أشخاص, بضمنهم عضو بارلامينت الذي حاول إيقافها بالبوابة.
    Hiç kimse fazladan içtiğinde veya hap aldığında onu durdurmaya çalışmadı. Open Subtitles لا أحد حاول إيقافها وهي تتناول جرعات إضافية أو تلك الحبوب الزائدة
    Duruşmasında buna şahitlik de edeceğim zaten ancak bu süreci durdurmaya çalışmayacağım. Open Subtitles وأنا سَأَشْهدُ بذلك في محاكمتِها ولكن لن احاول إيقافها
    Dr. Kelly, o kamyonda nükleer silahlar varsa ve Ruslar engel olamıyorsa kamyonu durdurmak için savaş riskini göze alır mısınız? Open Subtitles دكتورة كيلى لو أن هناك أسلحة نووية فى الشاحنة والروس لا يستطيعون إيقافها هل تريدى المخاطرة بحرب مقابل إيقافها؟
    Bir otobüs sürdüğünü düşün. Ve trafik polisleri sizi durdurmak istedi. Bir otobüs dolusu insanız ve onlar arasında tesettürü görüyorlar. Open Subtitles عندما كنت فى حافلة مليئة بالناس وأرادت الشرطة إيقافها لمجرد رؤية الحجاب
    On binlerce insan bunu haftalık olarak yaparsa, durdurulamaz bir güç olursunuz. TED وعندما يفعل ذلك العشرات من الآلاف من الناس بشكل أسبوعي، تصبحون قوة لا يمكن إيقافها.
    Buna çoktan başladılar, Binbaşı ve bu asla durdurulamaz. Open Subtitles إنها بالفعل تفعل ذلك يا ميجور و لا يمكن إيقافها
    Bu kadar saç spreyi sıktığında hiçbir şey O'nu durduramaz. Open Subtitles حينما تستخدم كثيرا من مثبت الشعر ذاك لا شيء بوسعه إيقافها
    Teori şöyleydi, bu belli bir zamanda durdurulması gereken bir operasyondu çünkü bir devir teslim olacaktı ve çok daha fazla onay gerekecekti. Open Subtitles إذاً فالقصة أنها كانت عملية وجب إيقافها عند تاريخ معيّن لأنه كانت هناك عملية تسليم سلطة
    Çok fazla adım var ve hangi adımın engel olduğunu bulmak karmaşık-- bir bombayı imha etmek gibi. TED هناك مراحل عديدة، ومعرفة أي مرحلة يجب إيقافها ليس بالسهل. كأنك تحاول نزع فتيل قنبلة،
    Bunu anlayamıyorum çünkü eğer salınımların durması gerekiyorsa o zaman salınımları durdurmalıyız. TED لا أفهم ذلك، فإذا كان للانبعاثات أن تتوقف، فيجب علينا إيقافها إذاً.
    Bunun çok basit olduğunu düşünüyordum ama makinenin kontrolünü aldıktan sadece 30 saniye sonra durdurmayı başardım, ki bu çok kötü. Open Subtitles ظننت الأمر سيكون بسيطاً.وعندما توليت مسئوليتها لنصف دقيقة فقط تسببت في إيقافها.كان هذا سيئاً
    Cabal dünyayı bir savaş bölgesine çevirmek istiyor, sadece antik kan onu durdurabilir. Open Subtitles تريد الكابول أن تحول العالم إلى ساحة للقتال فقط الدم المصدر يمكنه إيقافها نعم
    Eğer yeterince yeniyse, belki onu durdurabiliriz. Open Subtitles حسناً، إن كانت جديدة بما يكفي ربما نتمكن من إيقافها
    park yeri örneğimizde, başka birisinin merdiveni yoluyla düşüncelerimiz arada olanları atladı. TED في مثال موقف السيارات، معتقداتنا تم إيقافها بواسطة سلم الشخص الآخر.
    Şifremi girip iptal etmek zorundayım. Open Subtitles حسنا ، يجب أن أدخِل كلمة مروري في سبيل إيقافها
    Kontrolü ele almak için mahkumların askıya alınan rutin çalışma ve hakları yarın sabahtan itibaren geri verilecektir. Open Subtitles فترات التمرين المعتادة للسجناء والإمتيازات الأخرى التى تم إيقافها . خلال العمل سيتم إعادتها من صباح الغد
    Sonunda polisi aramakla tehdit etti ve beni bir daha çağırdı, onu durdurmalıydım. Open Subtitles و بالنهاية هددت بإبلاغ الشرطة و عندما أمسكت بي مرة اخرى حسناً كان يتوجب علي إيقافها ..
    Zamanlayıcı çalışmış. Ona ulaşıp, durdurmam gerekiyor. Open Subtitles التوقيت يعمل يجب أن أصل إليها وأحاول إيقافها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد