Dostumuz Alex Elmslie, Los Angeles'ta ABD memurlarıyla bu dava üzerinde çalışıyordu. | Open Subtitles | صديقنا (أليكس إيلمسلي) موجود في (لوس أنجلس). وهو يعمل مع العملاء الأنريكيين على القضية. |
Nell, Elmslie ile irtibata geç. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} (نيل)، قومي بالإتصال بـ(إيلمسلي). |
Belki Elmslie, bu sabah Jada'ya yapılan saldırı yüzünden ailesinin tehlikede olduğunu düşünüp, onları burada götürmüştür. | Open Subtitles | ربّما ظن (إيلمسلي) أن عائلته في خطر بسبب الهجوم على (جادة)، وقام بنقلهم. |
Ne Elmslie ne de karısı için uçak bileti yok. | Open Subtitles | -إريك)؟ ) لا يوجد تذاكر طائرة وكلّ من هاتفي (إيلمسلي) وزوجته مطفأين. |
Elmslie'nin son 48 saatte yaptığı konuşmalara bak. | Open Subtitles | (إريك)، إفحص كلّ شخص تحدث معه (إيلمسلي) في آخر 48 ساعة. |
Elmslie ve Marru, Khaled davasında Amerikan otoritelerle yakın çalışıyorlarmış. | Open Subtitles | (إيلمسلي) و(مارو) يعملان بشكل وثيق مع السلطات الأمريكية في قضية (خالد). |
Elmslie'den haber almış mı öğrensin. | Open Subtitles | لمعرفة ما إذا كان قد سمع شيئا من (إيلمسلي). |
Elmslie, Marru'ya ailesiyle birkaç günlüğüne şehir dışına çıkacağını söylemiş. | Open Subtitles | (إيلمسلي) أخبر (مارو) أنّه سيذهب خارج المدينة لعدة أيّام مع عائلته. |
Fakat Elmslie'nin ona söylediği oteli bulamamışlar. | Open Subtitles | لكن إسم الفندق الذي تركه (إيلمسلي) لا يبدو كأنّه موجود. |
Ama Elmslie bu adamların, Khaled için çalıştığını düşünüyor. | Open Subtitles | لكن (إيلمسلي) يظن أن هؤلاء الرجال يعملون مع (خالد). |
Şimdi Elmslie ve ailesinin hayatları, Sam'in ellerinde. | Open Subtitles | الآن لدى (سام) مسؤول عن حياة (إيلمسلي) وعائلته. |
Sam, Jada ve Elmslie'nin ailesini kurtarmak için her şeyi yapar. | Open Subtitles | (سام) سيقوم بأيّ شيئ لإنقاذ (جادة) وعائلة (إيلمسلي). |
Bu da demek oluyor ki Elmslie'nin ailesinin de zamanı tükeniyor. | Open Subtitles | -مما يعني أن الوقت ينفذ من عائلة (إيلمسلي ). |
Elmslie Jada'yı öldürecek olsaydı çoktan yapardı. | Open Subtitles | إذا كان (إيلمسلي) سيقتل (جادة)، لكان فعل ذلك مسبقا. |
Elmslie bugün rapor vermemiş. | Open Subtitles | -يا رفاق، (إيلمسلي) لم يقدم تقريره اليوم . |
Görünüşe göre Elmslie zamanın çoğunu Wilshire'daki Federal ofiste geçiriyormuş. | Open Subtitles | حسنا، يبدو من كلّ هذا... (إيلمسلي) قضى معظم وقته في المبنى الفيدرالي في (ويلشير). |
Elmslie yardım istemiş olabilir. Ya da geri çekilmemiz için bizi uyarmıştır. | Open Subtitles | -يمكن أن طلبا للمساعدة من (إيلمسلي ). |
Elmslie başından beri bizimle oynuyordu. | Open Subtitles | كان (إيلمسلي) يتلاعب بنا طوال الوقت. |
Elmslie star turu mu veriyor? | Open Subtitles | -هل (إيلمسلي) يقوم بجولات للنجوم؟ |
Bunu kendi başına halledemezsin Elmslie. Durun! | Open Subtitles | -لا يمكنك فعل هذا وحدك يا (إيلمسلي ). |