Teknen için çok üzüldüm, ama sahillerimizden uzak durursan memnun oluruz. | Open Subtitles | هذا سىء لقارب يا رجل ولكننا نقدر اذا ابتعدت عن شاطئنا |
Eğer kadınlardan uzak durur, onlarla iletişime geçmezsem onlarla ilgilenmez ve köşe bucak kaçarsam | Open Subtitles | إذا ابتعدت عن النساء, ولم أسمح لنفسي بالحديث معهنّ, ولم أنظر لهنّ, وتجنّبت محاولاتهنّ، |
Güneşten daha da uzağa gittiğiniz zaman da, bu giderek güçlenecektir. | TED | لذلك فكلما ابتعدت عن الشمس هذه الطريقة تصبح فعالة أكثر |
Sylvan Gölü civarında yoldan ayrıldım. | Open Subtitles | حسناً, ابتعدت عن مساري فأنا في مكان قريب من بحيرة سيلقان |
Lucy ismini kullanmayı bıraktım çünkü bana takma isim bulmuşlardı. | Open Subtitles | ابتعدت عن اسم لوسي لأن الجميع كانو يطلقون علي اسماء كريهة |
Durdu ve beni yol kenarına bıraktı. Sonra da çekip gitti. | Open Subtitles | و تركتني على جانب الطريق و ابتعدت بسيارتها |
Hemen çıkalım, çabuk ol. 86 yaşındaydı, çok uzaklaşmış olamaz! | Open Subtitles | لا تنظرى إلى كما لو كانت غلطتى والآن هلمى ، لا يمكن أن تكون قد ابتعدت فهى فى السادسة والثمانون |
Minnettar kalırım eğer öğle yemeği sırasında mutfağımdan uzak kalırsanız, tamam mı? | Open Subtitles | أقدر لك لو ابتعدت عن المطبخ خلال استضافة العشاء |
O hem şehrin telaşından uzak durur. | Open Subtitles | ستشعر ببعض الراحة لو ابتعدت عن المدينة المزدحمة |
Ama, bilgi için o kadar para ödedikten sonra, bundan uzak kaldın. | Open Subtitles | لكنك ابتعدت عنا بعد ان دفعت ثمن المعلومات التى حصلت عليها |
Bu çabuk olsa iyi olur, kız arkadaşından 45 dakika daha uzak kalırsan, balkabağına dönüşeceksin ve senin kıçını oraya geri taşımam gerekecek. | Open Subtitles | من الأفضل أن نسرع إذا ابتعدت 45 دقيقة عن حبيبتك.. فستتحول إلى يقطينة وسأضطر إلى حملك على الرجوع |
Harry. Şükürler olsun. Diagon Yolu'ndan çok uzağa düşmemiş olmanı ümit ediyorduk. | Open Subtitles | هارى حمدا لله لقد كنا نأمل ألا تكون ابتعدت كثيرا |
Eğer uzağa taşınırsam bu iyi olacak, değil mi? | Open Subtitles | لو أني كنت ابتعدت فهذا سيكون جيد ، أليس كذلك؟ |
Çok uzağa gitmiş olamaz. Ben kullanırım. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون ابتعدت أنا سأقود، هيّا بنا |
İşin aslı, tam yükselişe geçerken ayrıldım. | Open Subtitles | أم، في الواقع، في الواقع، عندما بدأنا العمل ، انا ابتعدت. |
Ve son zamanlarda da gluten yemeyi bıraktım. | Open Subtitles | ومؤخرًا ابتعدت عن اكل الغلوتين |
Sevdiğim tek kız yıllar önce hayatımdan çıktı gitti. | Open Subtitles | ...الفتاة الوحيدة التي وقعت في حبها ابتعدت عن حياتي منذ سنين مضت... |
Çok fazla uzaklaşmış olamaz. Uzun bir süre ortalıkta yoktum. | Open Subtitles | لا يمكن ان تكون ابتعدت كثيراً - لقد غبت وقتاً طويلاً - |
Onların dualarını etmiş, olabildiğince yoldan çıkmamaya çalışmıştım. | TED | صليت صلاواتهم، لقد ابتعدت عن كل إغراء بقدر استطاعتي. |
Wall Street'e sırtını döndün ve hayatını Sparta'yı organize etmeye adadın. | Open Subtitles | لكنك ابتعدت عن عالم البورصة وكرست حياتك لنجاح بطولة اسبرطة. |
Neden benden bu kadar uzaklaştın? | Open Subtitles | لماذا ابتعدت كثيرا عني؟ انا ابتعدت كثيرا؟ |
Omurilik servisinden çok çok uzaktaydım | TED | و كنت قد ابتعدت كثيرا عن جناح العمود الفقري، |
Buradan hemen gidersen bunlar basının eline geçmez. | Open Subtitles | الصحف لن تعرف بهذا إن ابتعدت سريعا الصحف لن تعرف بهذا إن ابتعدت سريعا |
başta normal göründü sonra birden bir sürü kişisel soru sormaya başladı ben de oradan uzaklaştım. | Open Subtitles | لقد بدى لطيفا, ولكنه بدأ بعدها بطرح كل هذه الأسئلة الشخصية, لذا ابتعدت عنه. |