Ama Oğlumun resmini kapağında göreceğimi hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لكنني لم أحلم قط أن تظهر صورة ابني على الغلاف |
Nasıl olur da Oğlumun hayatını birçoklarının önüne koyarım? | Open Subtitles | كيف أفضّلُ حياةَ ابني على حياةِ آخرين كثيرين؟ |
Oğlumun hala hayatta olması mümkün mü? | Open Subtitles | هل من الممكن أن يكون ابني على قيد الحياة؟ |
Ayrıca bir suçlusun. Oğlumu hiç yapmaması gereken bir seçime zorladın. | Open Subtitles | وأنتِ أجبرتِ ابني على اتخاذ قرار لم يكن عليه القيام به |
Şimdi de McManus Oğlumu onlara gümüş tepside sunuyor. | Open Subtitles | و الآن ماكمانوس يُعطيهِم ابني على طبقٍ مِن فِضَة |
Şimdi Oğlumu annesiyle, Jodi'yi de oğlumla tanıştırmam gerek. | Open Subtitles | والآن يمكنني تعريف ابني على أمه ♪ وتعريف جودي على ابننا |
Oğlumun günahlarından dolayı seni bağışlaması için günde beş kez dua edeceksin sonunda Tanrı seni , onun için değerli yapana dek. | Open Subtitles | وستصلين خمسة مرات في اليوم لأن يسامحك ابني على خطيئتك وأن يجعلك الرب جديرة به |
Oğlumun hâlâ hayatta olup olmadığını öğrenebilmek için bütün devlet kurumlarını aradım. | Open Subtitles | لقد اتصلت بكل قسم في الحكومة الفدرالية لأكتشف اذا كان ابني على قيد الحياة |
Oğlumun bu dünya üzerinde gördüğü son şey o canavarın yüzü oldu. | Open Subtitles | آخر ما رآه ابني على هذه الأرض كان وجه ذلك الوحش |
İpler Beckett'ın elinde olduğu sürece Oğlumun adil yargılanma şansı yok. | Open Subtitles | لأنه لا توجد هنالك طريقة سيحصل فيها ابني على محاكمة عادلة طالما "بيكيت" يقطع الحبال |
Oğlumun sürekli başımda dikilmek zorunda kalmasını istemiyorum. | Open Subtitles | أن لا يراقبني ابني على الدوام. |
Sadece, bana Oğlumun hayatta olup olmadığını söyle. | Open Subtitles | فقط أخبريني إن كان ابني على قيد الحياة. |
Oğlumun da mezun olunca bir işe girmesi gerek ama... | Open Subtitles | يجبُ أن يعثر ابني على وظيفة بعد تخرّجه. |
Durum şu ki, Oğlumu hayattayken gören son kişi sensin. Evet, bana yeşil ışık yanıyordu. | Open Subtitles | كنت آخر من رأى ابني على قيد الحياة اجل كانت الاشارة خضراء |
O zaman bana bu hastanenin neden Oğlumu burada bırakmaya zorladığını söyleyebilirsin. | Open Subtitles | ـ إذن ربما يمكنك إخباري لِمَ هذا المستشفى يجبر ابني على المكوث هنا |
Yaz, Oğlumu alıyorum kişisel garantimde. Bu yeterli mi? | Open Subtitles | أكتب، أخذت ابني على مسئوليتي الشخصية، هل هذا كاف؟ |
Oğlumu insanlardan nefret eden, onları öldüren ve ruhlarını çalan hayırlı bir evlat olarak yetiştirdim. | Open Subtitles | لقد ربيت ابني على أن يكره، يسرق، ويقتل ،كفتى صالح. |
oğlumla yalnız konuşabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | هل أستطيع التكلم مع ابني على انفراد؟ |
oğlumla yalnız konuşmalıyız. | Open Subtitles | عليّ التحدث إلى ابني على انفراد |
Bakın, oğlumla özel konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | إسمع , أريد التحدث مع ابني على انفراد |