"اتجاه واحد" - ترجمة من عربي إلى تركي

• tek yönlü
• tek yön
• Bir yöne
• tek yönde
• tek gidiş
• tek yöne
• One Direction
• yönlü bir

Madde açık bir solucan deliğinden sadece tek yönlü ilerleyebilir.
يمكن للمادة السفر في اتجاه واحد خلال ثقب دودي مفتوح

Bunlar tek yönlü küçük moleküler taşıyıcılardır.
انها جزيئات صغيرة ساعية تسير في اتجاه واحد

Ben başkomutanım. Ben seslendim mi tek yön vardır.
انا القائد الأعلى عندما اتصل بأحد لن يكون هناك سوى اتجاه واحد

Elini uzatıp termostatın kolunu tutar ve Bir yöne doğru birazcık çevirir, su birden yüz derece ısınır,
مد يده إلى الصنبور وأداره ببطء في اتجاه واحد وكان الماء جدُ ساخن.

Fazla vaktimiz yok, burada zaman tek yönde ilerliyor.
تبقّى لدينا القليل من الوقت وعقارب الساعة تتحرك في اتجاه واحد.

Alacağın tek şey kaçtığın o Rus hapishanesine giden tek gidiş bileti.
الشيء الوحيد الذي ستناله هو تذكرة اتجاه واحد إلى الجحيم الروسي الذي زحفت خارجه

Ancak bu harika erişimle birlikte yaratıcı ve tüketici arasında bir bölünme oluşmasını sağladık ve ikisi arasındaki ilişki daha çok tek yönlü hale geldi.
لكن مع العملية المدهشة، سمحنا بالفصل بين المنشئ و المستهلك. والعلاقة فيما بينهما أصبحت في اتجاه واحد.

Bu da, çevremizden evlerimize ve şehirlerimize tek yönlü bir enerji akışı olduğu anlamına geliyor.
وهذا يعني أن هناك اتجاه واحد لنقل الطاقة من بيئتنا الى بيوتنا ومدننا.

Eğer bana birisi bir solucan deliğinin tek yönlü gittiğini gösterirse..
حتى يريني أحدهم ثقوب دودية يمكنها أن تسير في اتجاه واحد...

Maddenin solucan deliğinde tek yönlü ilerlediğine bu kadar emin olmana sebep olan nedir?
ما الذي جعلك متأكدًا أن المادة تستطيع السفر في اتجاه واحد فقط خلال ثقب دودي

Vatikan'ın duvarıyla bitişik tek yönlü bir yol bu.
هذا طريق اتجاه واحد مواز لحائط الفاتيكان

Bu tek yönlü bir bilet. Bağlantıları kesik.
انها تذكره فى اتجاه واحد انهم عالقون هنا

Rezervasyonunuz tek yön olarak gözüküyor.
أرى أنّ حجزك السابق كان لتذكرة في اتجاه واحد.

Durgunluk da pek yardımcı olmuyor gerçi de, gidilecek tek yön var, o da burası.
ولا الركود يساعد كثيراً، ولكن هذا فقط يعني هُناك اتجاه واحد يتجهون إليه, وهو إلى أعلى.

Sonra da bugün, Tokyo'dan tek yön bir biletle dönüyorsunuz.
ثم اليوم، يمكنك العودة على تذكرة في اتجاه واحد من طوكيو.

Bir yöne gidiyorsun ve oda tekrar kendine açılıyor.
عندما تذهب في اتجاه واحد تجد الغرفة نقسها قد عادت اليك

Bir yöne 120 metreden ötesini göremiyorsunuz.
وغير قادرين على رؤية 400 قدم في اتجاه واحد.

Aslında, hafızalarımız tek Bir yöne doğru çalışıyor.
مثل إطارات الفيلم. ما يحدث حقاً أعتقد، أن لدينا ذكريات في اتجاه واحد فقط.

tek yönde giden bir demet ve diğer yöne giden başka bir demet de elde ettiler.
ـ لديهم شعاع واحد يسير في اتجاه واحد ثم انتقلوا إلى الشعاع الآخر المتجه في الاتجاه الآخر

Hayır, tek gidiş.
لا، اتجاه واحد

Böylece Londra'ya tek yöne bilet aldım, bavulumu topladım ve gittim.
لذلك اشتريت تذكرة ذهاب في اتجاه واحد إلى لندن، جهزت حقيبتي وغادرت.

O yüzden Jordan'mış, Drake'miş veya One Direction'ın herhangi bir üyesi imiş umurumda değil.
حتى لا يهمني إذا كان الأردن أو دريك أو جميع أعضاء من اتجاه واحد.