Kanvastaki boyalar gibi sezgilerinizi kullanıyoruz, ama şimdi sadece iki tane. | TED | نحن نستخدم حواسكم كألوان للوحة زيتية، لكن اثنين فقط حتي الآن. |
Eğer sadece, iki boyutta yaşasaydık Evren, bizlere düz bir kâğıt gibi gelecekti. | Open Subtitles | إذا كنا نعيش في بُعدين اثنين فقط سيكون كوننا عبارة عن ورقة مسطحة |
Savaş başladığında, sadece iki grup vardı köyümde, onlarla mücadele edecek. | Open Subtitles | عندما اندلعت الحرب في قريتي كان اثنين فقط يمكنهم القتال .. |
Raymond'da müşterilerin listeleri vardı. Sen sadece ikisini gördün. | Open Subtitles | رايموند لديه قائمة بالعملاء أنت رأيت اثنين فقط منهم |
- Yalnızca iki maç, iki galip, iki toplam skor bahsi. | Open Subtitles | مباريتان فقط رابحين اثنين اثنين فقط على هذا |
Bu insanları öldüren şeyi bulduğumuzda sadece iki gözü olacak. | Open Subtitles | عندما نمسك أياً كانمنقامبهذاالقتل.. سيكون لديه عينين اثنين فقط .. |
Lanetli öğrenciler yalan söyleyebilir de, söylemeyebilir de, ama sadece iki tane olduğunu biliyorsun, diğer altısı her zaman doğru söyleyecektir. | TED | الطالبين الملعونين ربما يكذبان أو ربما لا لكن أنت تعلم أن هناك اثنين فقط بينما الستة الأخرين سيخبروك بالحقيقة دائماً |
İki Bayan Appleyard. Şu an sadece iki. Irma'nın geri döneceğinden eminim. | Open Subtitles | اثنين، سيدة ابيليارد , اثنين فقط الآن .أنا متأكد تماما إرما سوف تعود |
Nispeten fakir bir suçluydu çünkü tüm kariyerinde sadece iki cinayet vardı. | Open Subtitles | لقد شذ عن القاعده لأنه قتل اثنين فقط على مدار شغله |
sadece iki kişiyle haklarından gelemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نهزمهم جميعاً نحن اثنين فقط ، ليس الآن |
sadece iki hasta için çok fazla enzim de gerekmez. | Open Subtitles | ومع اثنين فقط من المرضى ، لن تأخذ الكثير من الانزيمات. |
Hayır sanmıyorum, biz sadece iki kişilik yer ayırttık. | Open Subtitles | كلا، لاأعتقد ذلك لقد قمنا بحجز اثنين فقط |
Sanırım biz bu güne kadar gelebilen sadece iki kişiyiz. | Open Subtitles | أعتقد أننا اثنين فقط من الذين ما زالوا يعانون. |
Şapkadan sadece iki kişinin geçebileceğini biliyordun. | Open Subtitles | كنتِ تعرفين أنّ اثنين فقط يستطيعان عبور القبّعة. |
SGS belgelerine göre buradakilerin sadece iki tanesi iş telefonunu aramış. | Open Subtitles | تقرير وزارة الدقاع يقول اثنين فقط من الناس هنا اتصلو علي هاتف عمله: |
sadece iki kişi kaldığında ne olacağını merak ediyorum. | Open Subtitles | حسنا اريد ان اعرف ماذا سيحدث عندما لا يتبقي غير اثنين فقط |
Eğer hiç çocuğun yoksa, sadece iki hareketin var. | Open Subtitles | إذا لم يكن لديك أي الأطفال، يمكنك أن تأخذ اثنين فقط من الإجراءات. |
Yani bir asansörle, asansöre konmuş bir nevi bir araba kızağıyla, sadece iki park yerini kullanarak tünel ağının giriş ve çıkışlarını entegre edebilirsiniz. | TED | عن طريق مِصعد، ما يشبه منصّة للسيارة على مِصعد سيمكنك دمج المَدخل والمَخرج مع شبكة الأنفاق باستخدام اثنين فقط من أماكن انتظار السيارات. |
Bu arada sadece ikisini halletmemiz gerek. | Open Subtitles | بالمناسبة ، نحن بحاجة للتعامل مع اثنين فقط. |
- Yalnızca iki maç, iki galip, iki toplam skor bahsi. | Open Subtitles | مباريتان فقط رابحين اثنين اثنين فقط على هذا |
sadece ikimiz olursak bloğu terkedemem. | Open Subtitles | لا استطيع ان أترك المكان اذا كنا اثنين فقط |