Üzgünüm, eski dostum, ama iki milyon gerçekten çok para. | Open Subtitles | -آسف , صديقي القديم , ولكن اثنين مليون مال كثير |
Orson Creed, görünüşteki kahraman iki milyon dolar ile bankadan ayrılıyor. | Open Subtitles | أورسون والعقيدة، بطل واضح، وترك البنك مع اثنين مليون دولار. |
İki milyon dolara yakın para var burada. | Open Subtitles | بطريقة ما لدينا اثنين مليون دولار |
Bu, yüzde olarak açıklanabilir - örneğin, kalp krizlerinin %11'i 60 ile 79 yaş arasındaki erkeklerde meydana gelir - ya da oran olarak verilebilir - Avustralya'nın batı kıyısı boyunca dalış yapan iki milyon dalgıçtan bir milyonu köpek balığı saldırısından her yıl zarar görüyor. | TED | يمكن التعبير عنها سواء بنسبة مئوية- على سبيل المثال: الأزمات القلبية تحدث بنسبة 11% من الرجال بين أعمار 60 و 79- أو كتقييم: واحد من اثنين مليون غواص في الساحل الغربي الأسترالي سيعانون من عضة سمك القرش القاتلة في كل عام. |