Bu günlerde, sanki İslamofobi sosyal olarak kabul edilebilen bir bağnazlık gibi. | TED | في هذه الأيام، الخوف من المسلمين هو أحد أشكال التعصب المقبولة اجتماعيًا. |
sosyal olmak, partilere gitmek, doğru insanlarla takılmak için baskı hissedersin. | Open Subtitles | تشعرك بالضغط لتكون اجتماعيًا وتذهب للحفلات وتقضي الوقت مع الأشخاص الملائمين |
Hepimiz sosyal bakımdan daralıyoruz hayatımızda, okulda, iş yerinde ve bunu bir düşünmenizi istiyorum. | TED | واليوم، أصبح كل منا ضيق اجتماعيًا في حياتنا جامعتنا واعمالنا ولذلك أريد منكم أن تفكروا في هذه المسألة. |
Yalnızlık yalnız olmanın işlevi değil aksine çevrenizdeki kişilere sosyal olarak ne kadar bağlı olduğunuzun bir göstergesidir. | TED | الوحدة ليست كونك وحيدًا، وإنما تعبر عن مدى ارتباطك اجتماعيًا بالأفراد من حولك. |
Ben yüksek işlevli bir sosyopatım. | Open Subtitles | أنا معتل اجتماعيًا من الدرجة الأولى! |
Doktorlar ailesine çocuklarının hiç bir zaman iletişim kuramayacağını ve sosyal anlamda ilişikiye giremeyeceğini ve hiç bir zaman fazla konuşamayacağını söylemişlerdi. | TED | وأخبر الأطباء والديه بأنه لن يستطيع أبدًا التواصل أو التفاعل اجتماعيًا ومن المحتمل أيضًا أن تكون لغته ضحلة. |
Söylemeye çalıştığın şey, sosyal açıdan kendini adamış normal bir yazara duygularla baş eden bir romancıya nazaran avantaj sağlanması ve korunması gerektiği mi? | Open Subtitles | هل تقولين أن تدخل الكاتب اجتماعيًا مفيدًا له و واقي له مقارنة ً بالروائي الذي يتعامل مع كيف أقول هذا.. |
Şefkâtli biri olduğunu ya da sosyal olarak sorumlu biri olduğunu düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تظنين أنّه من النوع الذي يهتم وأنّه اجتماعيًا ذو مسؤولية؟ |
Çözebilirse zeki, inatçı ve cumartesi gecesi yapacak işi olmayacak kadar sosyal olarak kötü birisi olduğu kanıtlanacak. | Open Subtitles | إذا كانت قادرة على حلهم سيثبت ذلك أنها ذكية، ذو عزيمة ومنعزلة اجتماعيًا |
sosyal ol. Her zamanki sen olma. | Open Subtitles | كن اجتماعيًا لا تتصرف على طبيعتك المعتادة |
Dünyada bu pek sık yaşanmaz ama şu anda önümüzde altın bir fırsat var. Önemli bir sosyal değişime ön ayak olabilir ve aynı zamanda para kazanabilirsin. | TED | هذا لا يحدث كثيرًا في العالم، لكن هنا لدينا حالة ذهبية والتي يمكنك أن تحقق بها تغييرًا اجتماعيًا مهمًا بينما تجني الأموال. |
Bu konteyner bizimkinin maaşı yüksek işinden sosyal yönden beceriksiz adamların kız tavlamasına yardım ettiği işe geçtiği zaman ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | اختفت الحاوية في نفس الوقت الذي استبدل فيه فتانا عمله المُربح كعامل ميناء إلى مهنته الغامضة في مُساعدة الرجال غير المُؤهلين اجتماعيًا للتحدّث إلى النساء. |
Şunu anlamalısınız, onunla sosyal olarak görüşmezdik. | Open Subtitles | أم... يجب أن تفهمي أني لم أكن أعرفه اجتماعيًا |
Bunun sosyal bir şey olacağını sanmıyordum. | Open Subtitles | لم أظن أنه سيكون أمرًا اجتماعيًا |
Bence buradaki mesajın özü yalnız değilsiniz, sizi seviyoruz-- bağımlılara verdiğimizin tepkinin her aşamasında olmalı sosyal, siyasi ve bireysel olarak. | TED | وأعتقد أن جوهر هذه الرسالة -- أنت لست وحدك ونحن نحبك -- يجب أن تكون تلك الإجابة لكل المدمنين، اجتماعيًا وسياسيًا وفرديًا. |
Ama romantik ilişkilerin yanı sıra binanın insanlar üzerinde pozitif bir sosyal etkisi var. Örneğin, insanlar gruplar oluşturuyor, binanın çatı terasındaki bu organik hobi bahçesi gibi büyük projeler oluşturuyorlar. | TED | لكن إلى جانب العلاقات الرومانسية، يترك المبنى تأثيرًا اجتماعيًا إيجابيًا على المجتمع، بدليل أنّ الناس بدأت بتكوين مجموعات معًا و بدأت بمشاريع كبيرة سويّا، مثل حديقة عضوية مجتمعية على شرفة سطح المبنى. |
sosyal olarak, onu biraz tanıyorum. | Open Subtitles | أعرفه قليلا اجتماعيًا |
sosyal olarak tanımak yeterli. | Open Subtitles | اجتماعيًا بما فيه الكفاية |
sosyal olarak büyüme bağımlısı olmamızın sebebi yüz yıllık bir tüketim propagandası, Sigmund Freud'un yeğeni Edward Bernays tarafından inanılmaz şekilde başlatılan bir süreç. Bernays, daha fazla şey satın aldıkça kendimizi değiştirdiğimize ikna olursak Freud'un psikoterapisinin çok karlı bir satın alma terapisine dönüşebileceğini keşfetmiştir. | TED | ونحن مدمنون اجتماعيًا على النمو، لأنه وبفضل قرنٍ من الدعاية الاستهلاكيّة والتي خلقها وبشكل رائع "ادوارد برنايس"، ابن أخت سيغموند فرويد، الذي اكتشف أن علاج خاله النفسي يمكن تحويله إلى علاج ناجح في تجارة التجزئة إذا تم إقناعنا بتصديق أنّنا نحول أنفسنا في كل مرة نشتري فيها أشياء أكثر. |
Ben yüksek işlevli bir sosyopatım. | Open Subtitles | أنا معتل اجتماعيًا من الدرجة الأولى! |