Bunlar bir çeşit masaüstü yazıcısı olan bir RepRap makinesinin parçaları. | TED | هذه اجزاء من آلة الريب راب و هي نوع من انواع طابعات سطح المكتب |
Ama ayrıca denizde yüzen vücut parçaları da buluyoruz. | Open Subtitles | لكننا وجدنا أيضا اجزاء من أجسام تطفو فوق النهر |
Şimdiye kadar geçmişindeki parçaları hatırlayamıyordun, ve... şimdi hepsi birden seni dürtüklüyorlar. | Open Subtitles | حتى الان لا تستطيع ان تتذكر اجزاء من حياتك الماضيه , و.. الان هم يضربونك كل واحد مره انها صدمه للعوده للنظام |
Hayatlarının tamamı birçok farklı yerden parçalar alıp onları mozaik cam üzerine yerleştirmekle geçecek. | TED | وسوف تنقضي حياتهم بأكملها في أخذ اجزاء من كثير من الاماكن المختلفه وجمعها معاً لتكوّن قطعه متكامله كزجاجٍ ملوّن. |
Hayır, sadece Lucas'ın eski bebeklik karyolasından parçalar. | Open Subtitles | اووه كلا, فقط اجزاء من سرير لوكاس القديم |
İngiltere'nin her yanına parçalarını döküyor. | Open Subtitles | لقد ترك اجزاء من جسده في كل انحاء انجلترا |
Vücut parçaları aşağı yukarı babamın kaybolduğu yerde bulunduysa bunu öğrenebilirim. | Open Subtitles | إن تم العثور على اجزاء من جثة تقريباً في المنطقة التي اختفى فيها أبي فإنني سوف أعلم بذلك |
Birkaç gün önce, bir zamanlar Chancellorsville Savaşı'nın yapıldığı bir ulusal parkta sigara yanıklarıyla dolu ceset parçaları bulundu. | Open Subtitles | قبل يومين اجزاء من الجسد مع حروق من السجائر استعيدت من حديقة وطنية و التي كانت منذ زمن موقع معركة تشانسلورسفيل |
Tamamını anlayana kadar parçaları birbirinden uzak tutmaya bakalım. | Open Subtitles | هذه نقطه جيده للبدء ديعن نبداء بإزاله اجزاء من المعادله .. حتى نتمكن معرفه الامر |
Çimento ve vücut parçaları ile ağırlığı 225 kilo gelmez mi? | Open Subtitles | بوضع اسمنت، و اجزاء من الجسم يصبح الوزن، كم، 500 باوند ؟ |
Belli ki ceset parçaları bulmaya çalışıyorlardı. | Open Subtitles | بكل وضوح ، كانوا يبحثون عن اجزاء من الجسم |
Bu döşeme parçaları, şekillerinin içinde harf formlarında parçalar olacak biçimde özel olarak tasarlandılar, böylece, ben de bu parçaları bir araya getirip soyut desenin içinde harfleri ve kelimeleri oluşturabilecektim. | TED | وتلك الوحدات المقطعة, صممتها بشكل محدد بحيث تحتوي على اجزاء من الحرف تشكل من خلالها اشكال بحيث استطيع فيما بعد ربط تلك القطع معا لعمل احرف ومن ثم كلمات من خلال تلك النمط المجرد. |
Biz güzelce oranın içinden geçerken yolun bazı parçaları, tuzak çukurlar yaratarak düşmüş... diğer parçaları ise düşman için siperler oluşturarak sanki sihirli bir şekilde aniden yükselmişti. | Open Subtitles | عندما مررنا به... اجزاء من الطريق... هبطت, وأحدثت تشققات. |
Buzdolaplarında ceset parçaları var. | Open Subtitles | اجزاء من الجثث وضعت فى ثلاجات |
Ben araba parçaları gördüm... | Open Subtitles | رأيت اجزاء من سيارات تطير |
Küçük bölümler, anı parçaları... daha kötüsü: hiçbir şey. | Open Subtitles | اجزاء من الذاكره... او الاسوء: لاشيء |
Dil kemiği ve boğaz kıkırdağındaki parçalar yangında hasar gördü ve evin altında kaldı. | Open Subtitles | ما هذا ؟ اجزاء من اللامية و غضروف الحنجرة متضرر من قبل النار و سحق بالمنزل |
Bazen uyanıkken bile o rüyalardan parçalar görüyorum. | Open Subtitles | للعلاج الكيميائي الثاني احيانا ارى اجزاء من تلك الاحلام حتى عندما لا اكون احلم |
Josh'un oto teybinin parçalarını kullanarak CD'yi dinlemenin bir yolunu buldum. | Open Subtitles | بستخدام اجزاء من راديو سيارة جوش صممت طريقة لتشغيل الاسطوانه |
Biz bu radyo trafiğini görmeyiz çünkü bizim sinyal-frekans aramamız sadece konuşmalarının parçalarını yakalayabiliyor. | Open Subtitles | نحن لا نرى مرور الاَسِلْكِي هذا لأن تردد إشارة البحث لدينا تختار فقط ما يصل من اجزاء من أحاديثهم |
Ve 25 yıl boyunca çoğunlukla bu romantizmin parçalarını dağıttım ve pek fazla da geri almadım çünkü sipariş üzerine tasarım sizi her zaman böyle şeyler üreteceğiniz bir durumla karşılaştırmıyor. | TED | حسنا خلال 25 سنة في معظم الاحيان كنت اقتطع اجزاء من تلك الرومانسية ولم احصل على الكثير في المقابل لان التصميم حسب الطلب لا يربطك دائما بالظروف الملائمة التي تمكنك من انتاج اشياء بتلك الطبيعة |