| Bir dakika Otur... ve bana rasgele bir şeyler oku. | Open Subtitles | اجلسي هنا للحظة و قومي بقراءة شيء لا على التعيين |
| Ben de öyle, yoksa bu gösterinin anlamı kalmaz. Lütfen, Otur. | Open Subtitles | وانا كذلك , او هذه الخدعة ماكانت لتتم ارجوكي , اجلسي |
| Durumu avantajına çevir ve eğer sana böyle bir dokunuşta bulunursa, sert bir soruya önceden hazırlanmış bir cevap verirse, sadece Otur. | Open Subtitles | , استخدمي هذا لصالحكِ , و لو أنه قام بالتصرف هكذا معكِ , اطلبي منه الاجابة على سؤال صعب و اجلسي مكانكِ |
| Birinciden başlayalım: Masaya oturun. Facebook'ta birkaç hafta önce | TED | الاولى: اجلسي الى الطاولة. قبل بضعة اسابيع لدى فيسبوك، |
| Şunun üstüne Otursana. Oturmazsan kapatamayacağım. | Open Subtitles | اجلسي عليها، أرجوكِ إذا لم تجلسي عليها، لن أتمكن من إغلاقها. |
| Gel Otur, hayatım misafirimizle tanış dış dünyadan temiz bir çocuk. | Open Subtitles | تعالي اجلسي يا عزيزتي، وقابلي ضيفنا إنه نسل نظيف، من الخارج |
| Tamam, tamam geç Otur. Bourbon türü bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | حسناً اجلسي لا يوجد لدينا شراب فاخر أو شيء كهذا |
| Otur lütfen. Rahatına bak. Sadece Bennett'i nereden tanıdığını öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | اجلسي وتصرفي على راحتك كنت احاول اكتشاف كيفية تعارفكما انت وبينيت |
| Ona dedi ki, Otur burda. Ve o da dört ya da beş saat kadar orda oturdu. | TED | اخبرها اجلسي فقط هاهنا, وجلست هنالك لفترة اربعة لخمسة ساعات. |
| Ayakta durmasana hayatım. Otur da domates suyunu iç. | Open Subtitles | لا يجب عليك أن تقفِ هكذا، يا عزيزتي اجلسي وأحظي بعصير الطماطم |
| Gel ve şöminenin yanına Otur, sana sıcak bir içecek getireyim. | Open Subtitles | اجلسي هنا بجانب النار ساحضر لكي المشروب الساخن. |
| Ağlamasana aptal kız. Otur yerine.kimsenin senin paranda gözü yok. | Open Subtitles | لا تبكي أيتها الفتاة المسكينة ، اجلسي لن يمس أحد نقودك |
| Sen Candy için endişelenme tatlım. Otur ve rahatla. | Open Subtitles | لا تقلقي علي كاندي يا صغيرتي اجلسي و أسترخي |
| Otur. Yoksa, Tanrı şahidimdir ki, seni vurdurturum. | Open Subtitles | اجلسي وإلا يساعدني الرب سأطلق عليك النار |
| Otur ve keyfine bak. Sıcak çikolata ister misin? | Open Subtitles | اجلسي واسترخي ساقوم بصنع بعض الشوكولاته الساخن |
| - Otur. Bize katıl, lütfen. - Aslında, "bir" yere yetişmeliyim. | Open Subtitles | تفضلي اجلسي انضمي لنا رجاءً في الحقيقه لدي شيء لاعمله |
| Otur. Zamanı daha belli değil. | Open Subtitles | اجلسي انا لَمْ اثَبّتْ بوقت معين لحد الآن. |
| Önümüzdeki hafta gönderirim. Otur. İşimize devam edelim. | Open Subtitles | سوف ارسلها الاسبوع المقبل اجلسي ودعينا نكمل العمل |
| DB: oturun. Teşekkürler. Başka bir tane deneyelim. | TED | بروان: اجلسي. شكرا لك، هيا نفعلها مرة أخري. |
| Dik oturun. Gözler ileri. Konuşmak yok. | Open Subtitles | اجلسي ثابتة ، عيونك للأمام ، ممنوع الكلام |
| Evet tabii ama beni aradığında gerçekten bir uzmana ihtiyacın var sanmıştırm Otursana | Open Subtitles | نعم,بالطبع,لكن حين اتصلت ظنني تتصلين من المشفي اجلسي |
| Siz oturup dinlenin. Bugün yeterince hareket ettiniz. | Open Subtitles | اجلسي لتستريحي قمت بما فيه الكفاية لهذا اليوم |
| Arkana yaslan ve Springfield'ın en iyi yemeklerinin tadını çıkar. | Open Subtitles | اجلسي واستمتعي بأرقى الطعام في سبرينغفيلد |
| Kalkma. Olduğun yerde kal. İyisin. | Open Subtitles | لا تقفي، اجلسي مكانكِ، يا فتاة إنكِ بخير، يا فتاتي المُطيعة |