Sadece bir kez tahrik oldum eski eşimin hiç ihtiyacı yoktu. | Open Subtitles | حسناً , لقد كنت الحافز الوحيد التي احتاجته زوجتي من قبل |
Evet iş gücümüzün özel yeteneğe ihtiyacı var ama bu yetenek, titiz ve resmi eğitimi geçmişte olduğundan çok daha az gerektiriyor. | TED | أجل، قوانا العاملة تحتاج مهارات متخصصة. لكن، هذه المهارات لا تحتاج إلى تعليم صارم ورسمي أكثر مما احتاجته في الماضي. |
Bunun için burada değilim. Onu korumak için buradayım. İhtiyacı olan şey o. | Open Subtitles | ليس هذا سبب وجودي هنا أنا هنا لحمايتها هذا ما احتاجته |
Bir arkadaşının acil paraya ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | احتاجته فجأة لمساعدة صديقة لها |
-...ve şimdi tek ihtiyacı aptal biyopsi. | Open Subtitles | وكل ما احتاجته بعدئذٍ هو خزعةٌ غبيّة |
Senin sevgili yengenin ihtiyacı olan şeyleri yakmaktan işlere yapamıyordu. | Open Subtitles | لم يستطع إدارة الـ"كير" وفعل كل ما احتاجته اختك. |
Ona ihtiyacı vardı." - "ona, daha önce hiçbir şeye ihtiyacı olmadığı "bir şekilde ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | فقد احتاجته كما لم تحتج لشيء من قبل |
Jackie Joyner-Kersee 1984'te heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonraki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü. | TED | إنه جاكي جوينر - كيرسي، التي في 1984 ضيعت الميدالية الذهبية بالسباعي بثلث ثانية، و تنبأ زوجها بأن ذلك ربما يعطيها الثبات الذي احتاجته في المنافسة التالية. |
Büyüsünü bulması için ona ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | لقد احتاجته من أجل حزنها |
Yardımımıza ihtiyacı olması yeterli. | Open Subtitles | يجب أن يكون كافٍ إن احتاجته |
Sally'nin ona evde ihtiyacı var. | Open Subtitles | احتاجته سالي في المنزل |
- Neye ihtiyacı olabilir? Bir şeye. | Open Subtitles | -وما الذي احتاجته برأيك؟ |