Benim de havalimanında hamala verecek bozuğa ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما احتجته كبقشيش لأعطيه حامل حقائب السفر |
Belki boşaltmaya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | قد كيون كل ما احتجته هو التنفيس عما يثقل صدري |
Daha önce söyleyemezdim çünkü sahada ona ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لم أستطع إخبارك من قبل لأني احتجته في الميدان |
Ona sadece korsanlık olayını ayarlarken ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | . وثم بطريقةٍ ما ظن أني سأقوم بالعمل معه . احتجته فقط من اجل إعداد عملية الاختطاف |
Tek ihtiyacım olan şey asık suratımın tersine dönmesi için biraz uyumakmış. | Open Subtitles | اتضح أن كل ما احتجته كان غفوة قصيرة راقصة للتخلص من عبسي |
Ama sanırım neticede Damon'a, Elena'ya duyduğumdan daha çok ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لكن أعتقدني في النهاية احتجته أكثر مما احتجتها. |
Benim sadece şoföre ihtiyacım vardı, ama asıl mesele- | Open Subtitles | فكل ما احتجته كان توصيلة، لكن ما أقصده هو... |
Evet, tüm bunları koyabilmek için ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | أجل، احتجته لوضع كل هذه الأشياء |
Senin için Klaus'u devirmeye hiç niyetim olmadı. Ona, kurban etmek için ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لم أنتوي الاطاحة بـ (كلاوس) قطّ، بل احتجته من أجل التضحية. |
Bunun için teşekkür ederim. İhtiyacım vardı. | Open Subtitles | شكراً على هذا، احتجته |
Ve son zamanlarda, ona çok ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | ومؤخرا,احتجته كثيرا |
- Benim ona ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | -الأمر أنني احتجته |
Buna ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لقد احتجته. |
Bir tek ona ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | -لقد كان الوحيد الذي احتجته . |
İhtiyacım olan herşey vardı. | TED | كانت تشتمل على كل شيء احتجته: كانت هادئة |
İhtiyacım olan şey sizin de bunu söylediğinizi duymaktı. | Open Subtitles | لا و شعرت به كل ما احتجته ان اسمعك تقولها |
Şimdi bütün ihtiyacım olan ağırlığımı taşıyabilecek bir askıydı. | Open Subtitles | كل ما احتجته بعد هذا كان معلاقاً قوياً بما يكفي لحمل وزني البالغ 200 رطل |