Geri kalan zamanından haber alınamazdı. Pek çok bağımsız film çekti, ve bir gün film çekmeyi bıraktı. | Open Subtitles | ثم ظهرت على شاشات الليل وفي احدى الايام توقف العمل |
bir gün vakit buldum ama o, yoluna devam etti. | Open Subtitles | وفى احدى الايام كان لدى الوقت ولكنها تركتنى |
Sonra bir gün, binanın biri infilak etti. | Open Subtitles | لذا ، في احدى الايام ، أحد المباني تم تفجيره |
belki de bir gün... sende kendi sırt çantana sahip olursun.. | Open Subtitles | وربما في احدى الايام . ستحصل على حقيبة الظهر خاصتك |
1772 yılında bir gün, Prens müzisyenlerin ailelerinin ve orkestradaki müzisyenlerin ailelerinin artık kalede kalamayacağını duyurdu. | TED | وفي احدى الايام من عام 1772 أصدر الأمير مرسوما يقضي بأن أسر الموسيقين عائلات موسيقيي الأوركسترا لم يعد مرحب بهم في القصر |
İşte benim geçen sonbahar ve kışı gece ve gündüz 103üncü Cadde metro durağındaki bir bankta geçiren kadınla olan ilişkim, ta ki bir gün ortadan kaybolana kadar. | TED | هنا كانت علاقاتي مع المرأة التي عاشت أواخر الخريف والشتاء ليلا ونهارا على مقعد في محطة نفق الشارع 103 حتى اختفت في احدى الايام |
bir gün, Sara, benimle evime Queensland'e gelmek ...ve benim tatlı, komik ...ailemle kendin tanışacaksın. | Open Subtitles | في احدى الايام, ساره, يجب عليك إن , تذهبي معي الى منزلي عبر المحطه , إلى ولاية كوينزلاند , ومقابله عائلتي الجميله . انهم مُسليين ولطيفين جداً |
bir gün size içecek ısmarlayacağım. | Open Subtitles | ساشترى لك مشروب فى احدى الايام |
Onlar bir gün katil olabilirler. | Open Subtitles | ربما يقتلون شخص ما فى احدى الايام |
bir gün parkta oturuyorduk. | Open Subtitles | في احدى الايام كنا جالسين في الحديقة. |
Fakat hep bir gün tekrar buluşacağımıza inandım. | Open Subtitles | لكن كنت أؤمن بانه في احدى الايام... سنتقابل ثانية. |