Ve bir de Kazu Tsuji isimli bir beyefendiyi getirdik, ve Kazu Tsuji zamanımızın müthiş fotoreal heykeltraşlarından biridir. | TED | وقد احضرنا أيضاً سيداً محترماً اسمه كازو تسوجي ، والسيد كازو تسوجى هو واحد من أعظم النحاتين للصور الحقيقية في عصرنا. |
Efsanedeki Kachikachi Dağı'nın Çamur Teknesi olmayabiliriz ama size işe yarayacak birşey getirdik. | Open Subtitles | قد لا نكون سفينة الطين من جبال كاجيكجي لكن نحن احضرنا لكم شيئا سوف يعمل |
Polis falan getirdik mi diye. | Open Subtitles | تَعْرفُ، إذا احضرنا الشرطةَ أَو أيّ شئَ. |
- Hayır - Bahse girerim onlara iğrenç hediyeler aldık. | Open Subtitles | لا - اراهنك على اننا احضرنا لهما هدايا مقززه - |
Arkadaşının seçimden çekilmesi için rüşvet teklifi aldık. | Open Subtitles | احضرنا الرشوه من اجل زميل سكنك للأنسحاب من الترشيح |
Dedektif Council, bizi polisin bakış açısından daha farklı baktığımız için buraya getirdi. | Open Subtitles | المحقق كاونسيل احضرنا هنا لنسرع من عمل الشرطه |
Bizi buraya getiren o delinin yakın dostu olmasaydın izlemezdim. | Open Subtitles | لم أكن مضطرة لأتبعك لو لم تكن صديق ذلك المعتوه الذي احضرنا الى هنا |
- Beni duydun! Şeytanminaresini... - ...getirdim ve toplantı istiyorum. | Open Subtitles | لقد سمعت ، لقد احضرنا المحارة اريد ان نعقد اجتماع |
Ve böylece stüdyo dışında geriye kalan film oyuncuları ve vücut oyuncularıyla çekilmiş olan filmi hazırladık ve yaklaşık altı ay sonra Brad'i Los Angeles'taki bir ses sahnesine getirdik ve o, ekranda izledi | TED | لذلك قمنا بتحرير اللقطات التي أخذت في الموقع مع بقية طاقم الممثلين وبعد حوالي ستة أشهر احضرنا براد إلى منصة الصوت في لوس انجليس وشاهد على الشاشة |
Sana ciciler getirdik. Bir kutu biberon, önlük, giysi kıvır zıvır. | Open Subtitles | احضرنا لك بعض الاشياء احضرنا صندوق مليء بالقوارير و الدمى |
Burada olduğunu bilmiyordum. Barbara, geldik. Sana bir kap kirazlı dondurma getirdik. | Open Subtitles | لم اكن اعلم انكِ فى المدينة باربرا , لقد عدنا و احضرنا نصف لتر من عصير الكرز بارب ؟ |
Evet, mağazaya şu yeni Nike'lardan getirdik oldukça iyiler. | Open Subtitles | هل هناك شي مثير؟ نعم لقد احضرنا للتو اغراض رياضية للمحل من نايك |
Artık bütün kasabalara vurdu. Erzak getirdik. | Open Subtitles | حسناً, لقد احضرنا المؤن, هذا ليس كل شيء, لكن هذا كل ما أستطعنا حمله |
Sizin genelde böyle yaptığınızı düşündüğümüz için hoş geldin hediyesi olarak size turta getirdik. | Open Subtitles | احضرنا فطيرة بما ان عادتكم هي كهدية ترحيب |
Para getirdik. Ama dışarıdaki adamların içeri girmemize izin vermedi. | Open Subtitles | لقد احضرنا المال ولكن رجالك في الخارج لم يسمحوا لنا بالدخول |
Sandalyeni aldık ama saat neredeyse 7 oldu, o yüzden bizimle burada buluşmalısın. | Open Subtitles | احضرنا الكرسي المتحرك واصبحت تقريبا الساعه السابعة لذا يجب ان تقابلنا هنا |
Onun için çok üzgünüz. Sana hediye aldık. | Open Subtitles | لقد شعرنا بالسوء الشديد بشأن ذلك لذا احضرنا لك هدية |
Ve analiz etmek için uzaylı katkı maddesinin bir örneğini aldık. | Open Subtitles | وقد احضرنا عينة من المادة الفضائية المضافة للتحليل. |
O mezarın bir imgesi beni buraya getirdi. | Open Subtitles | تحملُ صورة لذلك القبر، وهذا ما احضرنا إلى هنا |
Bu bizi buraya getirdi. | Open Subtitles | التي هي ما الذي احضرنا لهنا |
Bizi buraya getiren birşey vardı, Goldbluth'a. | Open Subtitles | شيئا ما احضرنا الى هذه اللحظة عند جولدبوث |
- Beni duydun! Şeytanminaresini... - ...getirdim ve toplantı istiyorum. | Open Subtitles | لقد سمعت ، لقد احضرنا المحارة اريد ان نعقد اجتماع |