Üzgünüm Bay Holmwood, ama ölümü hakkında size başka bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | انا اسف سيد هولن وود لكنى لا استطيع اخبارك اى شيئ اخر عن موتة |
Biliyor musun... Öğrendiğim andan beri sana söylemek için çıldırdığım birşey var! | Open Subtitles | اتعلم , هناك شيء كنت ساموت من اجل اخبارك به منذ عرفته |
Laf kalabalığı, söz dizimi ve teşkilatlanmasına dayanarak bunu kimin yaptığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | استنادا إلى اسهاب، بناء الجملة، والهيكل التنظيمي، بأمكاني اخبارك من فعل هذا |
Rachel, sana söylemek istedim. söylemem gerek diye düşündüm. | Open Subtitles | رايتشل لقد ارت اخبارك اعتقد ان يجب اخبارك |
Bilinç altın sana geçmişinden bir şey söylemeye çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | لابد انه عقلك الباطن يحاول اخبارك بشئ شئ من الماضي |
Laurel beni buradaki bütün insanlarla tanıştırman sana ne kadar minnettar olduğumu anlatamam. | Open Subtitles | لوريل لا أستطيع اخبارك كم أنا ممتنة لك تعرفنيني على كل هؤلاء الأشخاص |
Kuralları ben koymuyorum. Sana söyleyemem. | Open Subtitles | ، لست انا من يسن القواعد لا يمكننى اخبارك |
Sana bundan fazlasını söyleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع اخبارك باكثر من هذا انتهت ايامي |
Aslinda ne oldugunu biliyorum, ama sana söyleyemem. | Open Subtitles | حسنا .. انا اعرف ما هي و لكن لا استطيع اخبارك ما هي |
Ah, tüm varlıklar önemli bir istisna ile... aramızda paylaştırılacak, ve, bunu söylemek zorunda kaldığım için özür dilerim. | Open Subtitles | الورث سيتم تقسيمه علينا بالتساوي , مع وجود استثناء وحيد و اعتذر على أنه أنا من يجب اخبارك بهذا |
söylemek zorundayım ki, oğlunuz, Prens Edward, Windsor'da çok hasta. | Open Subtitles | ..أريد اخبارك ان أبنك الأمير إدوارد مريض بشدة في وندسور |
Neyse, sadece seni çok ama çok sevdiğimi ve özlediğimi söylemek istedim. | Open Subtitles | على كُ حال, أردت اخبارك أنني أحبك جداً جداً جداً وأنني اشتاقك. |
Kızımla yaptığım konuşmalara bakarak onun seni çok sevdiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | من خلال محادثتي مع ابنتي استطيع اخبارك انها تحبك جدا |
Yani Jess ona bunları söyleyemedim o zaman, ama sana şimdi söyleyebilirim. | Open Subtitles | الامر ياجيسي هو انني لم اتمكن من اخباره ذلك حينئذ لكن يمكنني اخبارك الان |
Birazdan Kaderin Francis için neyi olduğunu göreceğiz. Francis, sana bir şey söylemem... | Open Subtitles | لنرى ماذا خبئ القدر لفرانسيس فرانسيس علي اخبارك شيئا؟ |
Şu Roma'dan geç geldiği gün sana söylemeye çalıştım. | Open Subtitles | في ذلك اليوم الذي تأخر فيه و هو عائد من روما لقد حاولت اخبارك بالأمر |
Clyde'in şuan anal seks yapıyor olmasından ne kadar iğrendiğimi sana anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع اخبارك مدي احساسي بالضآلة مناقشة كلايد يمارس جنس شرجي الآن |
Onun tek ilacı, senden gelecek iyi bir haber olabilir. | Open Subtitles | أفضل علاج ممكن تقديمه اليها هو اعطائها بعض اخبارك الجيده |
Bazı haberler duydum ve sanırım arkadaş olarak sana söylemeliyim. | Open Subtitles | لدي خبرٌ ما، أشعر بأنه علي اخبارك به كصديق |
Bu sana bağlı. Ben sana kişisel bir şey söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | إنه عائدٌ إليك، هل يمكنني أنا اخبارك بشيء شخصي؟ |
Hepsini anlatmak isterdim ama henüz anlatacak kadar rahat hissedip hissetmediğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد اخبارك ولكنى لا أعرف ما اذا كان هذا الوقت المناسب |
İşte böyle. Şunu söyleyeyim, tek başıma yapacağım için gergindim. | Open Subtitles | اجل , كان علي اخبارك كنت متوتر قليلا من ذهابي لوحدي |
- Öyleyim. - Size anlatmaya çalıştığım şey de bu. | Open Subtitles | -نعم انا كذلك , و هذا ما احاول اخبارك به |
Sana okul bittikten sonra söylemeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت اتمني اخبارك عنه عندما انتهت المدرسه |
Sana benim hakkımda bilmediğin bir şey söyleyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | سيجب علي اخبارك بشي ما عن نفسي انت لاتعلمينه حسناً |
- Burada bir.. - Bir yılan! Sana söylemeliydim. | Open Subtitles | ما هذا هناك أنه ثعبان, نسيت, كان علي اخبارك |