| Ona haber verdim, silahlara göz kulak olmasını söyledim. | Open Subtitles | اعطيته بعض التلميحات, اخبرته بأن يكون حذراً خلال قدومه بالطريق |
| Baba, gelmemesini söyledim, ama yine de geldi. | Open Subtitles | أبي،لقد اخبرته بأن لا يأتي ولكني عصاني على كل حال |
| - Mümkün olmadığını söyledim. - Ben de emin olamadım. | Open Subtitles | اخبرته بأن هذا مستحيل - وانا شككت في هذا - |
| Ona sadece bir saat vaktim olduğunu söyledim... eğer bir fiyasko çıkarsa... yakın zamanda dönerim. | Open Subtitles | اخبرته بأن لدي ساعة واحده فقط إذا كان عديم القيمة , سأعود باكراَ. |
| Winnie'nin duvarına vurma şu topu diye kaç kere söyledim buna. | Open Subtitles | لقد اخبرته بأن لا يركل على جدار ال وينيز |
| Tanrı'nın onu anlayacağını söyledim. Pişman olduğu sürece affedileceğini söyledim. | Open Subtitles | اخبرته بأن الرب سيتفهم, وسيكون غفوراً |
| Dün gece onu kapatmasını söyledim. | Open Subtitles | كلا لقد اخبرته بأن يغلقه الليلة الماضية |
| Odamızda keyfine bakmasını söyledim. | Open Subtitles | اخبرته بأن يستريح في غرفتنا كن لطيفاً |
| Ona Ward'un kumsalda soyulduğunu ve dayak yediğini söyledim. | Open Subtitles | اخبرته بأن (ورد) ظرب بشدة وسرق (عند (بيتش |
| Jessica'nın beni oraya yönlendirdiğini söyledim. | Open Subtitles | اخبرته بأن "جيسيكا" قادتني الى هناك |
| Ona sadece buraya gelmesini söyledim. | Open Subtitles | اخبرته بأن يأتي |