Beni azarlamak için on dakika beklemediğini söyle lütfen bana. | Open Subtitles | من فضلك اخبرنى انك لم تنتظر لعشر دقائق لكى تأنبنى |
Lütfen bana geçirdiğini söyle. Tanrım, ne kadar hoş olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | ارجوك اخبرنى انك اصبت بها من قبل لان اه يا الهى لقد نسيت كم انت وسيم |
Lütfen mecazi anlamda iki sporu karıştırdığını bildiğini söyle. | Open Subtitles | ارجوك اخبرنى انك لا تحتاج الى مساعدتى بالامر |
Peki. Ona bazı sözler verdiğini söyledi. Doğru mu bu? | Open Subtitles | حسناًو لقد اخبرنى انك قطعت اليه بعض الوعوده اهذا صحيح؟ |
Ama içimdeki bir ses, General bu tabancaya hiç kıyamıyacağınızı söyledi. | Open Subtitles | ولكن, شئ ما اخبرنى انك لن تستطيع ابدا ان تتخلص من هذا المسدس |
Senin eşcinsel olmadığını söyledi. Ama o yüzde yüz öyleymiş. | Open Subtitles | لقد اخبرنى انك لست شاذاً و لكن هو شاذ مئة بالمئة |
Lütfen bana yataktan yok yere kalkıp gelmediğimi söyle bana. | Open Subtitles | من فضلك اخبرنى انك لم تخرجنى من الفراش من اجل لا شىء |
Buraya gelme sebebinin, damat takımını yaptırıp işlerimi ikiye katlamak olduğunu söyle bana. | Open Subtitles | اخبرنى انك هنا من اجل البدلة ومضاعفة عملى |
Bana müşteriden yemek artıklarını istemediğini söyle. | Open Subtitles | اخبرنى انك لم تسألها عن حقيبة على شكل جرو |
Yerini bulduğunu söyle. Görünüşe göre bir uydu telefonu. | Open Subtitles | اخبرنى انك تعقبت ذلك , انة يبدو وكأنة هاتف خاص بالقمر الصناعى |
O boku görmediğini söyle istersen. | Open Subtitles | اخبرنى انك لا ترى هذة القاذورات |
Bu nefis parçanın, seni terk etmesine göz yummadığını söyle, Reaper? | Open Subtitles | - لا يا سيدى ارجوك اخبرنى انك لم تدع فتاة جميلة كهذة تفلت منك يا ريبر |
Lütfen gözlüğün sende olduğunu söyle. | Open Subtitles | ارجوك اخبرنى انك تملك النظارات |
Charlie kız kardeşinin geldiğini söyledi Kız kardeşin var demek. | Open Subtitles | تشارلى اخبرنى انك اكتشفت للتو ان لديك ابنه |
Evet, çocukların annesiyle telefonda görüştüğünü söyledi bunun çok büyük cesaret gerektirdiğini biliyorum seninle gerçekten gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لقد اخبرنى انك قمت بالاتصال بالأم و اعلم ان هذا قد تطلب منك الكثير من الشجاعة و انا حقاً فخورة بك |
Zev, bana sizin bu olay için kısa kaldığınızı ve güvenlik detaylarına bakmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | زيف اخبرنى انك يا رفاق كنتم موجزين لم يُطلعونى على التفاصيل الامنية |
Lope, bana arkeolog olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | لوب اخبرنى انك واحد من علماء اثريات |
Afedersin. Bill senin yetkili olduğunu söyledi. Ustabaşıyım. | Open Subtitles | معذرة ، بيل اخبرنى انك المسؤول هنا |
Şunu söyleyeyim ki Russell gördüğü en iyi stajyerin sen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ...انا اردت ان اخبرك راسل اخبرنى انك افضل متدربة حصل عليها |
Woolsey ve General O'Neill'ı bütün bu şeyi durdurmayı denemek için aradığını söyledi. | Open Subtitles | انه اخبرنى انك اتصلتى (بويزلى) و جنرال (اونيل وحاولتى وقف كل شئ. |