Genç nesil ise test edilmeliydi beyin aktivitelerinin çalışması yapılması için sert koşullara maruz bırakılmalıydı. | Open Subtitles | الصغار يجب أن يتم اختبارهم والتضحية بهم حتى داخل بيئات قاسية حيث يمكننا دراسة نشاط أدمغتهم |
Yeni bir sivilce ilacını test etmesi için işe alınmış ve test numunelerinden biri kötü reaksiyon vermiş. | Open Subtitles | تم التعاقد معها لاختبار دواء جديد للبثرة، و أتى أحد مواضيع اختبارهم برد فعل سيء. |
Evet, bilgisayar korsanları, babalarının eski anakartlarını test etmek isterler. | Open Subtitles | نعم اختراق اختبارهم على اللوحة الأم |
Sanırım V-22 Osprey'i bu yüzden orada test ediyorlar. | Open Subtitles | اظن ان هذا سبب اختبارهم لطائرة ف-22 اوسبيري هناك |
Bu deneyin bir Fransız versiyonu Dijon'da yapılmış ve araştırmacılar hamileliği süresince meyan kökü aromalı anosonlu yiyecek ve içecek tüketen annelerin bebeklerini doğdukları ilk gün ve daha sonra tekrar doğumlarının 4. gününde test ettiklerinde anoson yönünde bebeklerin bir tercihleri olduğu görülmüş. | TED | أجريت نسخة فرنسية لهذه التجربة في ديجون في فرنسا حيث اكتشف الباحثون أن الأمهات اللاتي تناولن طعاما وشرابا بنكهة اليانسون أثناء الحمل أظهرن تفضيلا لليانسون في اليوم الأول من حياتهم، ومرة أخرى، عندما تم اختبارهم في وقت لاحق، في اليوم الرابع من حياتهم. |
Kibarca iltifat ediyordum, ama başlamadan önce, seni test etmem gerekiyor. Bir çeşit alışkanlık. Gözlerimi kapatacağım. | Open Subtitles | فامثالك يجب اختبارهم |
Şüpheleriniz varsa test edebilirsiniz. | Open Subtitles | لكن بلا شك يمكنك اختبارهم |