Böylece objeleri çıkardım ve icat ettiğim türlerin kendi taksonomilerini yarattım. | TED | وأخرجت الأشياء إلى الحياة، وخلقت تصنيفي الخاص للنماذج التي اخترعتها |
İyi polis- kötü polis falan oynama. Ben icat ettim sayılır. | Open Subtitles | لا تلعبا لعبة الشرطي السيء والشرطي الفاضل، أنا اخترعتها. |
Bunu ben icat ettim. | Open Subtitles | تظنين أن الحيلة ستنطلي علي, أنا اخترعتها |
DefterindenbüyüTers venegerilütfen...aldı l dokuz yaşındayken ben uydurdum. | Open Subtitles | إعكسوا هذه التعويذة من الكتاب و رجاء أعيدوا ما الذي .. أُخذ لقد اخترعتها عندما كنت في التاسعة |
Seninle sinemaya gitmek istemediğim için onu ben uydurdum. | Open Subtitles | ماذا عن الفتاة المثيرة؟ أنا اخترعتها كي لا أذهب معكِ إلى الأفلام |
Bizimki o kadar çılgın bir davaydı ki, kafadan uydursan kimse inanmazdı. | Open Subtitles | قضيتنا كانت غريبة لدرجة أنك لو اخترعتها لما صدقها أحد! |
Şu kadar var ki, burada oyuncular kendi uydurduğum bir cinayetin peşindeler. | Open Subtitles | ان اللأعبين سوف يبحثون عن المفاتيح للجريمة التى اخترعتها |
Böyle bir meslek yoktu. Ben icat ettim. | Open Subtitles | لم يكن لهذه الوظيفة سابق وجود، انا اخترعتها |
Bu oyunu büyük büyükannem icat etti. | Open Subtitles | إنها اللّعبة التى اخترعتها جيلبريث الجدّة الكبيرة. |
9 yaşımda denizkızı dönemimdeyken icat etmiştim. | Open Subtitles | لقد اخترعتها عندما كنت أبلغ من العمر 9 سنوات. في الفترة التي كنت أريد أن أكون حورية. |
Bunları 6 yaşındayken icat ettim. Bu kadar benzediğimizi bilmiyordum. | Open Subtitles | ـ لقد اخترعتها عندما كنت في الـ 6 من عمري ـ لم أعرف إننا متشابهين للغاية |
O kullanmıyordu ve teknik olarak ben icat ettim. | Open Subtitles | انها لم تكن تستخدمها، وبشكل تقني أنا من اخترعتها |
İcat ettiği hologram teknolojisini kullanarak kendi cinayetini çözmeye çalışan ölü bir kadının bakış açısından anlatılan psikoseksüel bir gerilim. | Open Subtitles | يُروى من وجهة نظر امرأة ميتة تحل مسألة قتلها بإستخدام تقنية ثلاثية الابعاد هي من اخترعتها |
O icat. | Open Subtitles | لماذا يحق لكم الحصول عليها ؟ إنها ملكها, هي من اخترعتها |
Biliyorum, şimdi uydurdum. Hepinize iyi satışlar. | Open Subtitles | أعرف , فقد اخترعتها أحظوا ببيع جيد , جميعا |
Bu iyiydi. Daha yeni uydurdum. | Open Subtitles | هذه جيدة لقد اخترعتها للتو |
Bu bir şifre ve ben uydurdum. | Open Subtitles | انها شفرة وأنا اخترعتها |
Şimdi uydurdum zaten. | Open Subtitles | لقد اخترعتها للتو |
Ben uydurdum. | Open Subtitles | لقد اخترعتها. |
Bizimki o kadar çılgın bir davaydı ki, kafadan uydursan kimse inanmazdı. | Open Subtitles | قضيتنا كانت غريبة لدرجة أنك لو اخترعتها لما صدقها أحد! |
"Rug" persçe de benim uydurduğum bi hakaret. | Open Subtitles | "البساطيون" هي كلمة مهينة للفارسيين اخترعتها بنفسي |
Hayır, bence Judy'nin aklına gelmişti. Okumuştum. Kitabı çok sevmiştim. | Open Subtitles | لا, أظن فعلا أن (جودي) اخترعتها, لقد قرأت ذلك الكتاب, لقد احببت ذلك الكتاب |