Biyolojiye, kimyaya, bir de... başka bir şeye özel bazı kanunların sonucunda, annemin ve o yabancının damlaları, birbirine karıştı... ve beni, Habibullah'ı yarattı. | Open Subtitles | كنتيجة لبعض القوانين الطبيعية الكيمياء وشئء آخر قطرات من أمي اختلطت مع قطرات الغريب |
Biliyor musun benim de biraz kafam karıştı. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ الأمور اختلطت علي قليلاً أنا أيضاً |
Araçlar. Hollanda'da araçlar karışmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن السيارات اختلطت عليهم فى هولندا |
Araçlar. Hollanda'da araçlar karışmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن السيارات اختلطت عليهم فى هولندا |
Kafam öyle karışık ki. Kariyerim, sen ve ben ve... | Open Subtitles | لقد اختلطت علي الأمور كلها, عملي وأنت وأنا |
- Perry günleri karıştırmış. - 10'da öldüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد اختلطت التواريخ على بيرى لقد قال 10 اكتوبر |
Sonra işler karıştı, böyle olsun istememiştim. | Open Subtitles | اختلطت الامور ولم اكن اقصد بأن يحدث هذا. |
Kafam karıştı ve seni seçemedim. Ne? | Open Subtitles | لقد اختلطت علىَّ الأمور نوعاً و لم أقم باختيارك |
Yani, eğer sahne kapıcısının şemsiyesi bir şekilde Sir Roger'ınkiyle karıştı ise... | Open Subtitles | أعني لو اختلطت مظلته مع مظلة البواب |
Her şey çöpe gittiğinde etiketler karıştı. | Open Subtitles | اختلطت العلب عندما تحطّم كل شيء |
Sally Old Town'ın insan seline karıştı. | Open Subtitles | اختلطت "سالي" مع العاهرات الموجودات في المدينة القديمة |
Minibüsler karışmış, bizim pasta bir düğüne düğün pastası da buraya gelmiş. | Open Subtitles | الشاحنات اختلطت. كعكة الجثمان في الزفاف وكعكة الزفاف أتت هنا. |
Binbaşıya gösteriyordum, ve sanırım o fotoğraf onunkilerle karışmış olabilir. | Open Subtitles | على الميجور ليلة امس , واعتقد انها ربما اختلطت ببعض من صوره الخاصة |
Karanlıkta her şey aynı görünüyor. Kafam karışmış olmalı. | Open Subtitles | كل شيء يبدو متشابهاً في الظلام، لا بد أنّ الأمور اختلطت عليّ |
Mal mülklerin hepsi birbirine karışmış durumda. | Open Subtitles | إن هذه الممتلكات قد اختلطت كثيراً |
Konudan uzaklaşıyorsun. Değerlerin karışmış. | Open Subtitles | إنك خارج الظل إن قيمك قد اختلطت |
Ama, ona neler söylediklerini bana söylemediler, yani bütün yalan daha da karışık hale geldi onun için. | Open Subtitles | لكنهم لم يخبروني بماذا كانو يخبرونها, لذا الكذبة بأكملها اختلطت في رأسها |
Ama senden haber almayınca endişelendi ve işler o zaman karma karışık oldu. | Open Subtitles | ولكنها عندما لم تسمع منك قلقت وهنا عندما اختلطت الأمور |
Test sonuçlarını karıştırmış ya da başkasının kanını almış olmalısınız, çünkü ben asla-- | Open Subtitles | لا بدّ وأنّ النتائج اختلطت عليكم، أو أخذتم دم شخصٍ آخر لأنّني لم... |
Ama sizin profesör tarihleri biraz karıştırmış. | Open Subtitles | و لكن أستاذك قد اختلطت عليه التواريخ |
- Nasıl bu bağnazlara bulaştın? - Baba! | Open Subtitles | كيف اختلطت مع هؤلاء المتعصبين؟ |
Diğer elindeki baltayı kullanmak istedi, ama sonra hangi elinde ne olduğunu unuttu. | Open Subtitles | كانت تهدف إلى ضربه بفأس ، و لكن الأمور اختلطت عليها |
Sanırım günleri karıştırdım. Ya da yeri miydi? | Open Subtitles | انا اعتقد انه لابد ان الايام اختلطت مع بعضها او انه ليس هو المكان |
Kafamı karıştırdın! | Open Subtitles | لقد اختلطت علي الأمور لا اعرف فكر جيدا |